Derviş Bildirgesi
CHP’nin seçim bildirgesini “sosyal” bulanlar çoğunlukta. Bizim anladığımız “sosyal devlet” ilkesi, emeği, ezileni, yoksulu korur, kollar. CHP’nin seçim bildirgesi ise “sosyal piyasa” üzerinden...
CHP’nin seçim bildirgesini “sosyal” bulanlar çoğunlukta. Bizim anladığımız “sosyal devlet” ilkesi, emeği, ezileni, yoksulu korur, kollar.
CHP’nin seçim bildirgesi ise “sosyal piyasa” üzerinden yürüyor. Piyasayı kollamaya öncelik tanıyor. “Piyasayı kollar, düzenlersek, işgücü piyasasını da desteklemiş oluruz” mantığı egemen bildirgeye.
CHP’nin bildirgedeki “kalkınma” anlayışı, yüksek katma değerli, yeniliğe dayalı “rekabetçi” üretimi hedefliyor. Yani piyasa mekanizması başat yine. Ama bildirgede, bu anlayışın “neoliberalizm”den farklı olduğu ileri sürüldükten sonra, o fark yine “piyasa” ile ilişkilendiriliyor:
“... piyasanın iyi ve adil bir biçimde düzenlendiği ve kamunun güçlü bir destekleyici role sahip olduğu bir yaklaşımın ürünüdür.”
Neoliberal yaklaşımda işte buna “sosyal piyasa” deniyor oysa... Piyasa nasıl ve ne için iyi ve adil biçimde düzenlenecek? Bildirge ona, piyasacı bir yaklaşımla yanıt veriyor:
“Etkili bir teşvik ve destek programı ile özel sektöre dinamizm kazandırılacaktır. Devlet şeffaflaşacak, kamunun denetleme ve düzenleme faaliyetleri siyasi etkiden arındırılarak iş yapma ortamının güvenilirliği sağlanacaktır. Adil düzenlemeler sayesinde piyasa mekanizması daha verimli ve dengeli bir işleyişe kavuşacaktır.”
Böylece “kamunun” kim için “güçlü bir destekleyici role sahip olacağı”nı anlamış oluyoruz.