Düşünsüz tüzük
CHP’deki çizgi ve liderlik sorunu sürdüğü sürece, sınırsız zorbalık rejimine yönelik güçlü karşı duruşu örgütlemek ve yükseltmek zor görünüyor. Cumhuriyeti devrimci...
CHP’deki çizgi ve liderlik sorunu sürdüğü sürece, sınırsız zorbalık rejimine yönelik güçlü karşı duruşu örgütlemek ve yükseltmek zor görünüyor.
Cumhuriyeti devrimci, halkçı bir anlayışla yeniden kuracak derinliğe, birikime, tutarlılığa ve cesarete sahip bir liderliğe sahip değil bugün CHP.
Bu savımızı güçlendirecek en son gelişme, tüzük kurultayında yapılan tüzük değişikliği ile kendini gösterdi.
Partinin kuruluş ve ilkelerini belirleyen tüzüğün 1. maddesinde, CHP’nin, altı ok ilkelerine bağlı olduğu belirtildikten sonra şu fıkraya yer verildi:
“CHP, başta Kurtuluş Savaşımız olmak üzere Aydınlanma ideallerini, emek mücadelelerini, sosyal demokrasinin özgürlük, eşitlik ve dayanışma ilkelerini benimseyen çağdaş, demokratik, sol bir siyasal partidir.”
Düşün ve düşüncedeki derinsizlik, sıradanlık, özensizlik fıkranın tümüne sinmiş.
Bir kere Kurtuluş Savaşı, “aydınlanma idealleri”ni betimlemez. Kurtuluş Savaşı’nın, en önemli yönü “anti-emperyalist ulusal bağımsızlık” vurgusudur ki, tüm ezilen, sömürülen uluslar için örnek oluşturur. Türk devrimine özgü bu vurgu, Kurtuluş Savaşı sürerken 13 Eylül 1920’de, Atatürk’ün TBMM’ye sunduğu “halkçılık bildirisi”ne şöyle yansır:
“TBMM hükümeti, hayat ve istiklâlini kurtarmayı tek ülkü ve amaç bildiği halkı, emperyalizm ve kapitalizm egemenliği ve zulmünden kurtararak yönetim ve egemenliğinin gerçek sahibi kılmakla amacına varacağı kanısındadır.”
“Aydınlanma idealleri” ise, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, Cumhuriyet devrimi ile başlar ve diğer devrimlerle yaşama geçirilir.
CHP tüzüğünde, “özgürlük, eşitlik ve dayanışma”nın “sosyal demokrasi”nin ilkeleri olduğuna yer verilmesi de bir düşünsel sığlık örneğidir.
Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ilkeleri; Fransız devriminden geli...