İstanbul’u dinliyorum
İstanbul’da oturan yazar dostlarımıza sorduk, “Gözlerinizi kapattığınızda İstanbul’dan ne dinliyorsunuz” diye. İşte yanıtlar: Cengiz Bektaş: Orhan Veli’nin gözlerini...
İstanbul’da oturan yazar dostlarımıza sorduk, “Gözlerinizi kapattığınızda İstanbul’dan ne dinliyorsunuz” diye. İşte yanıtlar:
Cengiz Bektaş: Orhan Veli’nin gözlerini kapatıp dinlediği İstanbul ile bugünkü İstanbul arasında iyiye doğru bir ayrım yok...
Gerçi denize yakın yerlerde martı sesleri, vapur sesleri bugün de var. Ama bugün en çok, arabaların motor sesleri ile korna sesleri, bir de otobüste, minibüste, deniz motorunda, ortalık yerde çevrelerine saygıdan yoksun insanların bağıra çağıra, telefonlu, telefonsuz konuşma sesleri duyuluyor.
Ben, gözlerim kapalı ya da açıkken sevdiğim ozanların seslerini duymaya çalışıyorum.
Mehmet Zaman Saçlıoğlu: İstanbul’dan korkuyorum gözlerim kapalı. / Tozlu topraklı bir rüzgâr esiyor. / Çöküntünün çöpleri uçuşuyor sokaklarda, / Burnumun dibinde inşaatların hiç durmayan kamyonları, / İstanbul’a kızıyorum gözlerim kapalı.
Suriyeli bir çocuk yaklaşıyor elleri açık / Para verenler, küfürler, seni kim getirdiyse o beslesinler, / Çokça gözyaşı düşüyor yere yüzbinlerce gözden,/ Ezilmiş kediler çırpınıyor caddelerinde / Yıldızlar doğamıyor kentin ışıklarından.
İstanbul yıkılıyor, gözlerimiz kapalı. / Bu toplumun suya erer mi ayakları?
Ferruh Tunç: Ulumayı; o yaralı çünkü...
Adnan Binyazar: Hiçbir şeyi dinlemem! Yalnızca deniz kıyısında balığıyla ünlü bir lokantanın masasında oturup kıyıya vuran dalgaların sesini dinlemeye özlem duyarım.