Savrulan ülke
Atatürk, halk önderiydi... Kendi birikimleri ile aldığı kıraç, verimsiz bir toprağı, halka, köylüye örnek olsun diye bağa, bahçeye dönüştürmüştü. Sonra o toprağı halkına...
Atatürk, halk önderiydi... Kendi birikimleri ile aldığı kıraç, verimsiz bir toprağı, halka, köylüye örnek olsun diye bağa, bahçeye dönüştürmüştü.
Sonra o toprağı halkına bırakmıştı...
Yıllar sonra onun kurduğu Cumhuriyet ile didişen halife sultan özentisi, Atatürk’ün o güzelim, yeşillik içinde, bozkırın otu, böceği ile barışık bahçesine “külliye” dediği sarayını dikti.
Hem de Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı olarak...
Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst mahkemelerinden Danıştay’ın en üst kurulu Dava Daireleri Kurulu da, sarayın yasadışı olduğunu belirledi.
Ancak saray, bir şatafat ve saltanat simgesi olarak Atatürk Orman Çiftliği arazisinde hâlâ 600 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor. Giderek genişleyen inşaatları ve sarayın altındaki kamuoyundan özenle saklanan karargâhları, geçitleri, odaları ile birlikte bu alanın 1 milyon metrekareyi aştığı da söyleniyor.
Bugün oturdukları koltukları, Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurguladığı sistem sayesinde edinmiş olanlar, bu yılki yargı yılını işte o sarayda açtılar.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi:
“Türkiye yönetilmiyor, Türkiye savruluyor.”
Çocuk tecavüzcülerinin cesareti
Siyasi dinci bir iktidar döneminde çocuklarımız kurs, yurt, vakıf gibi örgütlenmelerin altında sapıkların, sapkın güdülerinin pençesine bırakıldı.
Emre Kongar, çocuklarımıza tecavüz edenleri barındıran vakıf, dernek, kurs ve benzerlerinin kapatılması ve sorumluları...