Suriye kurgusu
Geçen pazartesi bu köşede, France-24 kanalında PKK terör örgütünü övücü bir yayın yapıldığını dile getirmiş, bu yayından da anlaşılacağı üzere Paris...
Geçen pazartesi bu köşede, France-24 kanalında PKK terör örgütünü övücü bir yayın yapıldığını dile getirmiş, bu yayından da anlaşılacağı üzere Paris baskınlarının ardındaki güçlerin amaçlarına ulaştıklarını dillendirmiştik.
Kimi okurlarımız, bu iki olay arasındaki bağlantının nasıl kurulabileceği konusunda kuşkularını dile getirdiler.
Çok basit:
Emperyalist güçlerin laboratuvarında üretilmiş olan IŞİD, Paris’te Fransa’yı kamçılamak üzere kullanıldı. Böylece ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyona pek sıcak bakmayan Fransız kamuoyu, Suriye’ye daha çok müdahale konusunda hazır konuma getirilmiş oldu. (Hiç kuşkusuz burada olan Paris baskınında ölen masum insanlara oldu.)
Hemen ardından Fransa 10 savaş uçağı ile Rakka’yı bombaladı, Fransız uçak gemisi bölgeye gönderildi ve o gemiden kalkan jetler Irak ve Suriye topraklarına yöneldi.
Bütün bu gelişmeler, PKK’nin Suriye kolu olan ve Kuzey Irak’ı Akdeniz’e kantonlarla bağlama görevi verilmiş olan PYD’nin (ABD de PYD’yi terör örgütünden saymıyor) harekât alanı rahatlatılmış oldu.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesine gelince...
Elçi, sürekli “Türk ve Kürtlerin birlikte yaşama iradesine sahip olduğunu, tarihin onları birlikte yaşamaya mahkûm ettiğini” savunuyordu.
Bölgede, su ve petrole yönelik öngörüleri olanların yarattıkları savaş ortamına hiç de uymayan bir düşünce yapısıydı bu!
Kimsenin kafası karışmasın...