Yurtsever kamuculuk
Kamu hukuku, kamu çıkarı, kamusal alan, kamusal eğitim, kamu sağlığı... Bütün bu tanımlar yok sayılır oldu.Bireylerin tek bireye neredeyse tapındığı bir ortamda, kamudan söz edebilme cesareti...
Kamu hukuku, kamu çıkarı, kamusal alan, kamusal eğitim, kamu sağlığı...
Bütün bu tanımlar yok sayılır oldu.
Bireylerin tek bireye neredeyse tapındığı bir ortamda, kamudan söz edebilme cesareti gösterenler hâlâ var.
Örneğin, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, “Kamucu Tavır” adlı bir dergi çıkarmaya başladı. Konfederasyon Başkanı Mehmet Balık’ın ifadesiyle “tüm sosyal hakların piyasanın hizmetine açıldığı, vatandaşların kamusal alan içinde müşteri konumuna düşürüldüğü bir rejime” vardık.
Birleşik Kamu-İş Araştırma Merkezi adına Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, yaptıkları kamu çalışanları gerçeği araştırmasını şu sonuca bağlıyor:
“Neoliberal politikalar, 16 yıllık kesintisiz siyasal iktidar, kamunun tasfiyesi, kamu personel rejiminde esnekleşme ve güvencesizleşme, kamu emekçileri üzerinde yıkım, erozyon ve aşınma olarak ortaya çıkmaktadır. Tüm bu koşullara rağmen, bu yıkıma belirli ölçülerde direnmeye çalışan ve memleketin kamucu-aydınlanmacı mirasına sahip çıkan kamu emekçilerinin varlığı önemlidir.”
O kamu emekçilerine göre, Türkiye’nin temel sorunları, hukukun siyasallaşması, insan hakları ve demokratikleşme ile laikliğe yönelik tehditler...
Yani kamunun çalışanları kendilerinden önce kamuyu, ülkeyi önemsiyorlar.
Biz buna “yurtseverlik” diyoruz ve bu niteliğe bireyci liboşlarda pek rastlanmıyor. Söz
Kemal Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş Veli’den alıntıyla “yalan söyleyen, mevki hırsına kendini kaptırmış” yöneticilerin elinde, ülkenin harap düşeceğini söyledi.
Hacı Bektaş Veli’nin izinden giden ozanlardan İlhami’nin bir nefesi de şu di-zeyle başlar: “Kendi noksanını bilip arif ol” Fatiha
Kayseri’de, mezarlık girişinde, Milli Savunma Bakanı, emekli Genelkurmay Başkanı
Bütün bu tanımlar yok sayılır oldu.
Bireylerin tek bireye neredeyse tapındığı bir ortamda, kamudan söz edebilme cesareti gösterenler hâlâ var.
Örneğin, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, “Kamucu Tavır” adlı bir dergi çıkarmaya başladı. Konfederasyon Başkanı Mehmet Balık’ın ifadesiyle “tüm sosyal hakların piyasanın hizmetine açıldığı, vatandaşların kamusal alan içinde müşteri konumuna düşürüldüğü bir rejime” vardık.
Birleşik Kamu-İş Araştırma Merkezi adına Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, yaptıkları kamu çalışanları gerçeği araştırmasını şu sonuca bağlıyor:
“Neoliberal politikalar, 16 yıllık kesintisiz siyasal iktidar, kamunun tasfiyesi, kamu personel rejiminde esnekleşme ve güvencesizleşme, kamu emekçileri üzerinde yıkım, erozyon ve aşınma olarak ortaya çıkmaktadır. Tüm bu koşullara rağmen, bu yıkıma belirli ölçülerde direnmeye çalışan ve memleketin kamucu-aydınlanmacı mirasına sahip çıkan kamu emekçilerinin varlığı önemlidir.”
O kamu emekçilerine göre, Türkiye’nin temel sorunları, hukukun siyasallaşması, insan hakları ve demokratikleşme ile laikliğe yönelik tehditler...
Yani kamunun çalışanları kendilerinden önce kamuyu, ülkeyi önemsiyorlar.
Biz buna “yurtseverlik” diyoruz ve bu niteliğe bireyci liboşlarda pek rastlanmıyor. Söz
Kemal Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş Veli’den alıntıyla “yalan söyleyen, mevki hırsına kendini kaptırmış” yöneticilerin elinde, ülkenin harap düşeceğini söyledi.
Hacı Bektaş Veli’nin izinden giden ozanlardan İlhami’nin bir nefesi de şu di-zeyle başlar: “Kendi noksanını bilip arif ol” Fatiha
Kayseri’de, mezarlık girişinde, Milli Savunma Bakanı, emekli Genelkurmay Başkanı
Halkçı Belediyeciliğe Uymayan İşler
16 Kasım 2024 | 270 Okunma
Tutarsızlık, Kandırmacılık, Yıkıcılık, Kindarlık
09 Kasım 2024 | 75 Okunma
CHP’de Yükselen Gerilim
02 Kasım 2024 | 932 Okunma
Öcalan Hamlesinin Sonucu
26 Ekim 2024 | 285 Okunma
Soğuk Savaş Aygıtı
22 Ekim 2024 | 70 Okunma
TÜM YAZILARI