2018’e daha güçlü girdik!..
Takvimler olsa da olmasa da, zaman “su gibi” akıp gitmeyecek mi?! Peki, zamanı okumak-anlamak için takvimlerin olması, bizim vaktin kıymetini daha çok bilmemize ne kadar yardım ediyor? 2016’nın son yazısını yazarken...
Takvimler olsa da olmasa da, zaman “su gibi” akıp gitmeyecek mi?! Peki, zamanı okumak-anlamak için takvimlerin olması, bizim vaktin kıymetini daha çok bilmemize ne kadar yardım ediyor?
2016’nın son yazısını yazarken, şöyle bir başlık kullanmıştım: 2016 BİTSİN! Devamında da bu başlığın gerekçesini anlatmaya çalışmış ve demiştim ki, son gününe gelindiği hâlde ‘Bu yıl bitsin’ temennisi sadece takvim yapraklarıyla sınırlı değil, geride kalacak zaman diliminin bütün kalıntılarının da unutulmasına dair bir arzunun izharıdır… Gerçekten 2016 çok yıkıcı ve yıpratıcı geçmişti. 2015’in Temmuz’undan itibaren yeniden hortlayan terör dalgası, İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Gaziantep, Bingöl, Adana ve Kayseri başta olmak üzere, pek çok vilayette kanlı ve kalleş saldırılarla yüreğimizi kanatmıştı.