AK Parti’nin 15 yılı…

Adalet ve Kalkınma Partisi, 15. Kuruluş Yıldönümünü 15 Temmuz ihanet kalkışmasının zehirlediği bir siyasi iklimde kutladı. Bu yüzden gösterişli törenler yapılmadı. Ama 15 yıllık hizmet karnesi...

Adalet ve Kalkınma Partisi, 15. Kuruluş Yıldönümünü 15 Temmuz ihanet kalkışmasının zehirlediği bir siyasi iklimde kutladı. Bu yüzden gösterişli törenler yapılmadı. Ama 15 yıllık hizmet karnesi görkemliydi…


Türkiye’de, merkez sağ yelpazedeki ilk önemli siyasi parti Demokrat Parti (DP) idi. Bu parti daha sonra kendisini “Ortanın solu” diye tanımlayacak CHP’nin içinden çıkmıştı. Bu çıkış mecburi idi. Zira tek parti döneminde CHP dışında herhangi bir siyasi partinin yaşamasına izin verilmemişti… Adnan Menderes; Celal Bayar, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan’ın CHP’den kopuş ve yeni bir çıkışa (merkez sağ) öncülük ettiğini bilvesile hatırlayarak, devamında 65 yıl boyunca yaşanan gelişmelere kısaca bakalım...
DP, gerçek manada çok partili hayatı başlatan ve millî iradenin seçim sandığına gerçekten yansımasını sağlayan parti olarak, siyasi tarihimizde müstesna bir yer aldı… 1960 Darbesiyle demokrasinin önü kesilince, çok trajik bir şekilde sahneden çekilmek zorunda kaldı. Ancak onun açtığı siyasi çığırın uzun süre tıkanmasına halk izin vermedi. Aynı çizgideki Adalet Partisi (AP), beş sene sonra DP’nin siyasi misyonunu yüklenerek ve merkez sağın temsilcisi olarak ülkeyi yönetmeye başladı. AP de, selefi gibi ülke kalkınmasında önemli projelere imza atarken, önce kendi içinde bölünmeye uğradı. Bünyesinden Demokratik Parti (DP) diye, yeni bir oluşum doğdu!..
Saadettin Bilgiç, Faruk Sükan, Ferruh Bozbeyli, Cevat Önder gibi önde gelen muhafazakâr isimlerin başını çektiği bu hareket, siyasette kendi başına büyüyemedi ve AP’yi bölen, engelleyen fonksiyondan başka bir siyasi varlık gösteremedi. Daha sonra küçüldü, bazı isimler AP’ye geri döndü vs. Neticede DP de siyaset sahnesinden silindi. Ancak, geçmişte halktan yüzde 52 oy almayı başarmış AP de, bu bölünmeye uğradıktan sonra artık bir türlü belini doğrultamadı ve tek başına iktidar yüzü de göremedi! Bu çalkantılar içinde, Türkiye 12 Mart 1971 Muhtırasının travmasını yaşamaya başladı…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekrem İmamoğlu doludizgin gidiyor!.. 19 Kasım 2024 | 1.136 Okunma Netanyahu’nun ağzı kulaklarında!.. 16 Kasım 2024 | 59 Okunma Donald Trump Başkan mı, “Süpermen” mi? 14 Kasım 2024 | 50 Okunma İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir? 12 Kasım 2024 | 127 Okunma Latin Amerika’dayız… 09 Kasım 2024 | 78 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar