Aylan’ın cesedi ve Avrupa’nın vicdanı...
Bodrum sahillerine vuran 3 yaşındaki minik Aylan El Kurdi’nin cansız bedeni, bütün dünyaya dalga dalga yayılan bir vicdani isyan ve tepkiye yol açtı. Ancak kararmış vicdanlar hâlâ ilgisiz ve duyarsız! Henüz...
Bodrum sahillerine vuran 3 yaşındaki minik Aylan El Kurdi’nin cansız bedeni, bütün dünyaya dalga dalga yayılan bir vicdani isyan ve tepkiye yol açtı. Ancak kararmış vicdanlar hâlâ ilgisiz ve duyarsız!
Henüz üç yaşındaydı… Kendisinden sadece bir yaş büyük kardeşi Galip'le birlikte, anne ve babası daha iyi bir hayat ümidiyle sonu karanlık bir yolculuğa çıkmıştı. Fakat ümitleri çabuk söndü. Günlerdir bütün dünyada konuşulan minik Aylan ile kardeşi Galip ve anneleri, bir gece Akdeniz’de karanlık sulara gömüldü!.. Ertesi gün Bodrum sahiline vuran minik Aylan’ın cansız bedeni, bir anda bütün dünyadaki milyonlarca mültecinin yaşadığı dramların, en çarpıcı sembolü hâline geldi. Aylan’ın büyük kardeşi Galip ve anneleri artık yaşamıyordu… Kanada’da yaşayan kız kardeşinin gönderdiği harçlıkla, ölüm yolculuğuna çıkan ailenin reisi Abdullah, memleketleri Kobani’ye üç tane tabutla döndü!.. Son üç gündür bu yürek paralayıcı hikâye ile yatıp kalkıyoruz. Minik Aylan’ın o sahile vurmuş cansız bedenini görüp de ürpermeyen, dehşete düşmeyen, kanı donmayan normal bir insan olamaz. Bu yüzden dünyanın en ücra köşelerinde bile, Aylan ve ailesinin uğradığı korkunç felaket, gündemin baş sırasına oturdu. Hemen her gün, yeryüzünün farklı bir parçasında; mültecilerin yaşadığı benzer facialara duyarsız kalan çevreler de, nihayet tutumlarını gözden geçirmek mecburiyetini hissetti…
Ancak bu demek değildir ki, Batılı egemen çevreler; acınası durumundaki milyonlarca sığınmacıya karşı, artık insani ve vicdani bir yaklaşım içine girecekler. Hayır