CHP hâlâ akıntıya kürek çekiyor!..
Ana muhalefet partisi, bir türlü ülkedeki siyasi değişim ve dönüşümleri tam ve doğru biçimde okuyamıyor… O yüzden de istediğini alamıyor. Bu, ciddi bir muhalefet sıkıntısının...
Ana muhalefet partisi, bir türlü ülkedeki siyasi değişim ve dönüşümleri tam ve doğru biçimde okuyamıyor… O yüzden de istediğini alamıyor. Bu, ciddi bir muhalefet sıkıntısının işareti…
Türkiye’de çok önemli siyasal değişim ve dönüşümler yaşanıyor. En önemlisi de, bu ülkede hükûmet sistemi değişikliği için resmî süreç başlamış bulunuyor. İktidar partisi bu yeni dönem için gerekli adımları peş peşe ve hızla atmaya devam ediyor. Oysa ana muhalefet partisi olan CHP, hâlâ daha işin ciddiyetinin farkında değilmiş gibi, siyaseten yanlış ve sonuç alınamayacak tavırlar sergiliyor!.. Bunun ilk örneği 16 Nisan referandum sonuçlarına karşı yaptığı itirazlar için yanlış kapıları çalmasıydı… Hatırlayacak olursanız belki de yakın siyasi tarihimizde ilk defa bir seçim veya referandum sonucu için, YSK’nın aldığı kararlara karşı Danıştay’a başvurmak gibi ilginç bir yol izlendi. Ve tabiatıyla sonuç alınamadı. Alınamazdı! Aynı kafa karışıklığını Anayasa Mahkemesine gidip gitmemekte de yaşadı CHP. Son çare olarak, bel bağladığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidebilme yollarını hâlâ araştırıyor galiba… Lakin buradan da sadra şifa olacak bir reçete alması hiç mümkün değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 Nisan akşamı; “Atı alan Üsküdar’ı geçti…” sözünü, “Ama Üsküdar’da hayır çıktı” gibi bir ironiyle çürütmeye çalışan CHP, aslında o saatte kaybetmiş olmanın hazımsızlığını yaşıyordu. Kaybeden tarafta olmakla birlikte, referandum sonuçlarının birbirine yakın olması ve ‘HAYIR’ cephesinin öncülüğünü yapıyor olmasının kendisine kazandırabileceği avantajları CHP iyi değerlendiremedi. Zira kronik iç kavga hastalığı derhâl nüksetti ve yeniden kendi kendileriyle mücadelenin içine gömüldü.