Enerjide dev hamle…

Dünyanın belli coğrafyalarında, petrol ve doğalgaz nakledecek boru hatlarının inşası ve işletilmesi hiç kolay bir şey değil. Öyle ki, devasa projeler bazen ölü doğar. Mesela Nabucco Projesi çoktan tarih...

Dünyanın belli coğrafyalarında, petrol ve doğalgaz nakledecek boru hatlarının inşası ve işletilmesi hiç kolay bir şey değil. Öyle ki, devasa projeler bazen ölü doğar. Mesela Nabucco Projesi çoktan tarih oldu!..
 
Enerji tedarikinde büyük oranda dışa bağımlı olan Türkiye, son yıllarda peş peşe dev hamleler gerçekleştirdi… Bilindiği üzere enerji meselesi ülkeler için bir ulusal güvenlik konusudur. Dolayısıyla petrol ve doğalgaz gibi stratejik maddelerin temininde yüksek oranda dışa bağımlı olan, hele hele bu alanda kaynak çeşitliliğine sahip olamayan ülkeler için, her zaman yüksek riskler söz konusudur… Nitekim birkaç yıl önce Rusya ile Ukrayna arasında patlak veren kriz, bu tehlikeyi bariz şekilde ortaya koymuştu. Ukrayna halkı soğuk kış günlerinde ayazda kalma durumu ile yüz yüze gelmişti… Rusya’nın günün birinde vanayı kapatması durumunda, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinin nasıl bir zorlukla karşılaşacağını tahmin etmek zor değil. Yakın zamanlara kadar, doğalgaz alanında yüzde 57 oranında Rusya’ya bağlı olan Türkiye için de aynı problemlerin mevcudiyeti tartışma götürmez. Türkiye bu riski azaltmak için kaynak çeşitliliğine giderek, Cezayir, Nijerya (geçmişte Mısır), İran ve şimdilerde Azerbaycan gibi ülkelerden doğalgaz ithal ediyor… Ancak hâlâ daha Rusya’ya olan doğalgaz bağımlılığımız yüksek oranda.
Enerji alanında büyük projeleri hayata geçirmek hiç de kolay değil. Zira meselenin ekonomik yönü kadar, siyasi ve güvenlik yönü de çok önem taşır. Mesela Hazar ve Orta Doğu projesini Batı’ya taşıyacak Nabucco Projesini hatırlayanınız var mı? (Türkiye – Bulgaristan – Romanya – Macaristan – Avusturya doğalgaz boru hattı…) 11 milyar dolarlık Bu “devasa proje”, ölü doğdu ve tarih oldu!.. Oysa Avrupa’yı enerji bağımlılığında Rusya’nın pençesinden kurtaracak alternatif bir proje olarak görülüyordu. ABD, İran’ın bu projede fazlaca öne çıkmasını istememekle beraber, Rusya’nın tekelini kırmak için gene de olumlu bakıyordu. Ne var ki, gerçekleştirilemedi… Keza Körfez ülkelerinin doğalgazını Suriye üzerinden Türkiye’ye, oradan da Batı’ya ulaştırması beklenen ve Katar’dan başlayıp Suudi Arabistan – Suriye üzerinden Türkiye’ye uzanması tasarlanan, bir doğalgaz boru hattı projesi de düşünce planından ileriye gidemedi. Dünyanın netameli coğrafyalarında böyle büyük boru hatlarını inşa etmenin yanında, işletmek de çok zordur. Mesela Kerkük – Yumurtalık petrol boru hattı, 1990’da Kuveyt’in işgaliyle başlayan süreçte, siyasi istikrarsızlıklar ve terör saldırılarından dolayı bugüne kadar büyük zararlar gördü. Olumsuz örnekleri çoğaltmak mümkün…
Lakin bu olumsuz örneklere karşılık, Türkiye’nin de içinde olduğu ve sonuç alınan / alınmaya başlanan, olumlu örnekler de var. Bunlardan biri TANAP (Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı) tır. Mart 2015’te inşaatına başlanan boru hattı, Haziran 2018’de tamamlandı ve açıldı. Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz 2 ve diğer bölgelerdeki doğalgazı taşıyacak ve Gürcistan – Türkiye – Yunanistan – Arnavutluk ve İtalya’ya kadar uzanacak (Güney Kafkasya Boru hattı ve Trans Adriyatik Boru hatlarıyla birleşecek…) olan hattın ilk etapta kapasitesi 16 milyar m³ olacak. 2026 yılında bunun 31 milyar m³’e ulaşması planlanıyor. Bu hat Türkiye’nin 20 il ve 67 ilçesine doğalgaz verecek. İşte size önemli bir kaynak çeşitliliği imkânı… Bir diğer önemli projesi ise, dün Cumhurbaşkanı ve Rusya Devlet Başkanı tarafından, tamamlanan deniz kısmının açılışı yapılan Türk Akımı projesidir. Bu proje de 2014’te başlamıştı. 2019’da tamamlanması bekleniyor. Haberlerde de okuduğunuz üzere, Rusya’nın Anapa kıyı şehrinden, Kırklareli’nin Vize ilçesi Kıyıköy beldesine kadar, inşaatı tamamlanan ve dünyanın deniz altında en derin seviyede (2 bin 200 metre) döşenen boru hattıdır. Bu hattın yıllık kapasitesi 31,5 milyar m³ olacak. Yarısını Türkiye alacak, diğer yarısı Avrupa ülkelerine transfer edilecek.
Açılış töreninde her iki lider de önemli şeyler söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Rusya Federasyonu uzun vadeli iş birliği yapabileceğimiz güvenilir bir dost ve önemli bir doğalgaz tedarikçisidir…” dedi. İki ülke ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması hedefi var. Rusya, bir diğer önemli enerji projesi olan ilk nükleer santralimizin inşaatını üstlenen ülke… Vladimir Putin, TürkAkımı projesinin gerçekleşmesinde, Sayın Erdoğan’ın gösterdiği siyasi irade ve cesaretten dolayı teşekkürlerini iletti. Gerçekten böyle stratejik projelerin başarıya ulaşması için arkasında güçlü siyasi iradeye ihtiyaç var. Erdoğan’ın söylediği bir diğer önemli şey de şudur: “Biz Rusya ile ikili münasebetlerimizi başkalarının dayatmalarına göre belirlemedik…” Burada diğer “müttefiklerimize” de herhâlde önemli mesajlar var! Her iki liderin de ifade ettiği üzere TürkAkımı tarihî bir projedir ve enerji alanında devasa bir hamledir. Bu proje enerji temininde ve iletiminde, Türkiye’ye büyük avantajlar sağlayacak…
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekrem İmamoğlu doludizgin gidiyor!.. 19 Kasım 2024 | 1.136 Okunma Netanyahu’nun ağzı kulaklarında!.. 16 Kasım 2024 | 59 Okunma Donald Trump Başkan mı, “Süpermen” mi? 14 Kasım 2024 | 50 Okunma İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir? 12 Kasım 2024 | 127 Okunma Latin Amerika’dayız… 09 Kasım 2024 | 78 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar