Kritik hafta…
Cumhurbaşkanının hafta başında Amerika’ya yapacağı resmî ziyaret yeni birtakım gelişmelere kapı aralayabilir… ABD ve Rusya ile varılan mutabakata rağmen, Suriye’de işler beklendiği gibi...
Cumhurbaşkanının hafta başında Amerika’ya yapacağı resmî ziyaret yeni birtakım gelişmelere kapı aralayabilir… ABD ve Rusya ile varılan mutabakata rağmen, Suriye’de işler beklendiği gibi gitmiyor!
Ankara ve Soçi mutabakatlarına göre, Türkiye’nin öteden beri güvenli bölge konumuna getirilmesini istediği coğrafi alanı, belirlenen süre içinde teröristlerin silahlarıyla birlikte boşaltması için verilen taahhütler malum… Ki, ABD tarafından 120 saat, Rusya tarafından da 150 saatlik süre bitiminde, bahse konu alanlardan terör unsurlarının çekildiği, resmen deklare edildi. Ancak sahadaki fiilî durum, Washington ve Moskova’nın resmî beyanlarını doğrulamıyor… Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Macaristan’a giderken, bu durumu çok açık bir şekilde dile getirdi. Ve teröristlerin Suriye’nin kuzeyinde faaliyete devam ettiğini söyledi. Dahası bazı yerlerde ABD askerlerinin terör örgütü mensuplarıyla birlikte devriye gezdiğini de ifade etti. Şüphesiz böyle bir durum fazlasıyla can sıkıcı… Zira devletler arasında yapılan anlaşmalar ve varılan mutabakatların ciddi ve samimi biçimde yerine getirilmesi beklenir. Gelgelelim ABD, öteden beri hep oyalayıcı bir tavır içinde olmaya devam ediyor. Bir buçuk sene önce de, Menbiç’ten PKK/PYD militanlarının çıkacağını taahhüt etmişti. Hem de doksan gün içinde… O gün bugündür Menbiç’te değişen bir şey olmadı. Rusya tarafına gelince, Suriye rejimi unsurlarıyla birlikte hareket ettiği için, verilen sözlerle sahadaki icraat arasında fark doğuyor. Mesela terör örgütünün militanları, rejim askerlerinin üniformalarını giyerek kendisini kamufle edebiliyor… Veya sivil kıyafetler içinde, Türk askerî araçlarını taşlayabiliyor!..
Amerika’ya gitmeden evvel, Rusya Devlet Başkanı Putin ile yeni bir görüşme yapacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan dönüşünde de gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Bütün bu beyanlara baktığımızda, önümüzdeki haftanın terörle mücadele ve Suriye’nin kuzeyindeki durum bakımından, hayli kritik bir zaman dilimi olacağını anlayabiliyoruz. Erdoğan’ın, DEAŞ’ın öldürülen elebaşı Bağdadi ve yakınlarına dair verdiği bilgiler çok dikkat çekici. Mesela Bağdadi’nin eşinin bir buçuk yıldan beri Türkiye’nin elinde olması… Aynı şekilde son zamanlardaki operasyonlarla birlikte, Türkiye’nin Bağdadi’nin 13 yakınını derdest etmiş olması… Bu gelişmeler son derece önemli ve Türkiye’nin terörle mücadelede, ikili oynayan bazı ülkelere karşı elini hayli güçlendiren hamleler. Kimileri sinsice Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışırken, tıpkı Cemal Kaşıkçı cinayetinde olduğu gibi, hızlı ve başarılı istihbarat ve askerî operasyonlarla ve elde edilen sonuçları dikkatli ve akıllı biçimde kullanarak, karşı tarafın kalelerine goller atıyor… Bunun devamının geleceğini de sezmek mümkün. Erdoğan’ın ifade ettiği üzere, Türkiye her açıdan Suriye haritasına hâkim vaziyette. Yani uçan kuştan bile haberimiz var ve nerede kim ne yapıyor, hepsini biliyoruz… Bu da şu anlama geliyor. Terör örgütleri üzerinden vekâlet savaşları yürüten küresel güçler, Türkiye’ye karşı artık rahatça at oynatamayacak. Şüphesiz bu durum bazılarını çıldırtıyor!.. ABD kongresindeki agresifliğin sebebini de buradan anlayabilirsiniz.
Ama onlar ne kadar kızarsa kızsın, Türkiye kendi ulusal güvenliği için gerekli gördüğü her adımı atacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Teröre her fırsatta kol kanat geren odaklar şunu da iyi anlamış olsa gerek; Türkiye hiçbir zaman onların yaptığı gibi, terör örgütleriyle pazarlığa oturmayacak… ABD Başkanı Trump, o nezaketsiz ve seviyesiz mektubunda, PYD terör örgütünün elbaşı Ferhat Abdi Şahin ile görüşülmesini teklif ediyordu. (Trump’ın o teröristten “General Mazlum” diye bahsettiğini hatırlayınız.) Şimdi Sayın Erdoğan Washington’a giderken, hem bu mektubu sahibine iade etmek üzere götürüyor hem de adı geçen teröristin Türkiye’ye iade edilmesi için resmî talebi de bu mektuba iliştiriyor!.. Evet, Mazlum Kobani kod adlı terörist Abdi Şahin, kellesine dört milyon TL ödül konularak uzun zamandan beri Türkiye tarafından kırmızı bültenle aranıyor… Bu arada son günlerde PKK terör örgütüne karşı yapılan etkili operasyonlarda, Abdi Şahin gibi kırmızı listede olan iki terörist daha öldürüldü. Ki, bunların her ikisi de çok sayıda kanlı eylemin asli faili idi. Böylece o saldırılarda hayatını kaybeden yüzlerce vatandaşımızın kanı yerde kalmamış oldu… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kırmızı listedeki bu iki teröristin yaptığı eylemleri tek tek hatırlatarak, ilk defa rahat uyuduğunu söyledi…
Süleyman Soylu bir başka önemli konuyu da seslendirdi. Önümüzdeki hafta başından itibaren, yabancı uyruklu DEAŞ militanlarının ait oldukları ülkelere geri gönderilmeye başlanacağını söyledi ki, bu da çok önemli bir gelişme… Zira Avrupa Birliği ülkeleri, kendi vatandaşları olmasına rağmen, bu militanların geri dönmesini istemiyor. Hatta bunun önüne geçmek için onları vatandaşlıktan çıkarıp haymatlos hâline getiriyor. Ama Türkiye bu konuda da çok kararlı… Ne yaparlarsa yapsınlar, o militanlar hangi ülkenin vatandaşı ise oraya gönderilecekler. Başka yolu yok!..
Ankara ve Soçi mutabakatlarına göre, Türkiye’nin öteden beri güvenli bölge konumuna getirilmesini istediği coğrafi alanı, belirlenen süre içinde teröristlerin silahlarıyla birlikte boşaltması için verilen taahhütler malum… Ki, ABD tarafından 120 saat, Rusya tarafından da 150 saatlik süre bitiminde, bahse konu alanlardan terör unsurlarının çekildiği, resmen deklare edildi. Ancak sahadaki fiilî durum, Washington ve Moskova’nın resmî beyanlarını doğrulamıyor… Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Macaristan’a giderken, bu durumu çok açık bir şekilde dile getirdi. Ve teröristlerin Suriye’nin kuzeyinde faaliyete devam ettiğini söyledi. Dahası bazı yerlerde ABD askerlerinin terör örgütü mensuplarıyla birlikte devriye gezdiğini de ifade etti. Şüphesiz böyle bir durum fazlasıyla can sıkıcı… Zira devletler arasında yapılan anlaşmalar ve varılan mutabakatların ciddi ve samimi biçimde yerine getirilmesi beklenir. Gelgelelim ABD, öteden beri hep oyalayıcı bir tavır içinde olmaya devam ediyor. Bir buçuk sene önce de, Menbiç’ten PKK/PYD militanlarının çıkacağını taahhüt etmişti. Hem de doksan gün içinde… O gün bugündür Menbiç’te değişen bir şey olmadı. Rusya tarafına gelince, Suriye rejimi unsurlarıyla birlikte hareket ettiği için, verilen sözlerle sahadaki icraat arasında fark doğuyor. Mesela terör örgütünün militanları, rejim askerlerinin üniformalarını giyerek kendisini kamufle edebiliyor… Veya sivil kıyafetler içinde, Türk askerî araçlarını taşlayabiliyor!..
Amerika’ya gitmeden evvel, Rusya Devlet Başkanı Putin ile yeni bir görüşme yapacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan dönüşünde de gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Bütün bu beyanlara baktığımızda, önümüzdeki haftanın terörle mücadele ve Suriye’nin kuzeyindeki durum bakımından, hayli kritik bir zaman dilimi olacağını anlayabiliyoruz. Erdoğan’ın, DEAŞ’ın öldürülen elebaşı Bağdadi ve yakınlarına dair verdiği bilgiler çok dikkat çekici. Mesela Bağdadi’nin eşinin bir buçuk yıldan beri Türkiye’nin elinde olması… Aynı şekilde son zamanlardaki operasyonlarla birlikte, Türkiye’nin Bağdadi’nin 13 yakınını derdest etmiş olması… Bu gelişmeler son derece önemli ve Türkiye’nin terörle mücadelede, ikili oynayan bazı ülkelere karşı elini hayli güçlendiren hamleler. Kimileri sinsice Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışırken, tıpkı Cemal Kaşıkçı cinayetinde olduğu gibi, hızlı ve başarılı istihbarat ve askerî operasyonlarla ve elde edilen sonuçları dikkatli ve akıllı biçimde kullanarak, karşı tarafın kalelerine goller atıyor… Bunun devamının geleceğini de sezmek mümkün. Erdoğan’ın ifade ettiği üzere, Türkiye her açıdan Suriye haritasına hâkim vaziyette. Yani uçan kuştan bile haberimiz var ve nerede kim ne yapıyor, hepsini biliyoruz… Bu da şu anlama geliyor. Terör örgütleri üzerinden vekâlet savaşları yürüten küresel güçler, Türkiye’ye karşı artık rahatça at oynatamayacak. Şüphesiz bu durum bazılarını çıldırtıyor!.. ABD kongresindeki agresifliğin sebebini de buradan anlayabilirsiniz.
Ekrem İmamoğlu doludizgin gidiyor!..
19 Kasım 2024 | 1.136 Okunma
Netanyahu’nun ağzı kulaklarında!..
16 Kasım 2024 | 59 Okunma
Donald Trump Başkan mı, “Süpermen” mi?
14 Kasım 2024 | 50 Okunma
İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir?
12 Kasım 2024 | 127 Okunma
Latin Amerika’dayız…
09 Kasım 2024 | 78 Okunma
TÜM YAZILARI