O iş bitti, başka işler var!..

Hafta sonu Japonya’dan gelen açıklamalar, Türk dış politikası ve özellikle Türkiye-ABD ikili ilişkileri çerçevesinde çok olumlu bir etki meydana getirdi. Liderler diplomasisi genellikle mutedil sonuçlar...

Hafta sonu Japonya’dan gelen açıklamalar, Türk dış politikası ve özellikle Türkiye-ABD ikili ilişkileri çerçevesinde çok olumlu bir etki meydana getirdi. Liderler diplomasisi genellikle mutedil sonuçlar verir…
 
 
Yazının başlığının bir kısmı, gazetemizin dünkü manşetinden ödünç alındı! Cumhurbaşkanı Erdoğan, Donald Trump ile görüşmesinden sonra, medya mensuplarına yaptığı açıklamada; S-400 meselesinin, Türkiye açısından artık bitmiş bir iş olduğunu söyledi. Nitekim daha önceden de, defalarca hem Sayın Erdoğan hem diğer yetkililer, bu konuda benzer kelimelerle aynı hükümleri ifade eden cümleler kurmuşlardı. Yani Osaka Zirvesi öncesinde de, S-400 meselesinin artık Türkiye açısından bitmiş bir konu olduğu bütün dünyaya ilan edilmişti… Osaka’daki açıklamaların önemi, özellikle ABD Başkanının Türkiye’nin haklılığını itiraf eden beyanlarından ileri geliyor. Zira ABD tarafı en üst düzeyde, bizim hesabımıza belki ilk defa bu kadar olumlu bir tespit yapıyor ve esasen bir gerçeği kabul ve teslim ediyor. Dolayısıyla S-400’lerin alımı üzerine daha önce çeşitli kesimlerin yaptığı değişik yorumlar bir nevi hükümsüz kalmıştır. Lakin bu demek değildir ki, S-400 hava savunma sistemine dair bütün problemler hâl yoluna girdi… Bugün için konuşulan ve konuşulmayan pek çok husus, bu sistemin Türkiye’ye gelişinden kurulumuna ve daha sonrasına kadar, gündemde kalmaya devam edecek. Trump’ın açıklamaları çok önemli. Fakat her şey bu açıklamalarla bitmiyor… Nitekim daha önce, Trump’ın Suriye’ye dair söylediği birçok şey gerçekleşmedi. Hatta tam tersi yönde gelişmeler yaşandı, yaşanıyor.
Amerika’nın dış politikada uyguladığı "iyi polis-kötü polis" yöntemi her daim devrede… Bu meselede Trump iyi polisi oynuyor. Zaten daha önce de Trump’ın ağzından, Türkiye’ye herhangi bir yaptırım uygulanacağı yönünde bir açıklama işitilmedi. Ama Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon ve ABD’nin NATO içindeki çeşitli misyonlarından bu mealde pek çok beyan olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Japonya’ya giderken, Trump’a atfen, herhangi bir müeyyide uygulanacağına dair izlenim almadığını dile getirmişti. Vaziyetin bir nevi teyidini almadan, elbette bu kadar bağlayıcı bir söz söylenmezdi. Trump, ABD’lilerin sıkça başvurduğu pozitif jestlerin çarpıcı bir örneğini sergileyerek, S-400 konusunda, bazılarının ısrarla beklediği bir krizin olmayacağı işaretini güçlü şekilde verdi. Ancak F-35 konusunda daha muğlak ifadeler kullandı. Şüphesiz burada da Türkiye’nin haklılığı ve elinin güçlü olma pozisyonu sürecin sonuna kadar tesirini gösterecektir. Tabii her şeyin sütliman olmadığı, geçmişte de çokça müşahede edildiği üzere, verilen sözlere rağmen, tersi istikamette de gelişmelerin yaşandığını hatırda tutmak durumundayız… Tekrar belirtelim ki, Erdoğan-Trump görüşmesinden çıkan olumlu ve net sonuç, en azından kısa vadede ikili ilişkilerdeki pürüzlerin çözülmesi yönünde belirleyici olacaktır. Bunu söylerken, özellikle ABD Kongresinin öteden beri; Türkiye’ye karşı sergilediği olumsuz tavrın ve özellikle F-35 konusunda S-400 meselesini istismar eden yaklaşımının, ilişkilere koyu bir gölge düşürdüğünü de unutmuyoruz…
Evet, liderler seviyesinde yürütülen diplomatik süreçlerde, sonuç genellikle mutedil ve olumlu çıkar. Osaka’da da böyle oldu. Sadece Erdoğan-Trump arasında değil, Erdoğan-Putin, Trump-Putin ve Trump-Şi Cinping arasındaki ikili görüşmelerden de aynı şekilde olumlu ve yatıştırıcı, gerilimi düşürücü neticeler hâsıl oldu. Rusya ile ilişkilerimiz, hâlihazırdaki İdlib problemi haricinde zaten iyi bir seviyede seyrediyor. S-400 bu ilişkilerde çok önemli bir kilometre taşı. Bu meselenin, Türkiye’nin tercihleri ve Rusya’nın da beklentileri istikametinde sonuca yaklaşmış olması çok müspet bir katkı yapmıştır. Burada tesis edilen güven üzerinden ilerleyerek, İdlib ve Suriye’nin geneli için; Astana süreci ve Soçi mutabakatı çerçevesinde ilerleme kaydetmek artık daha kolay olacaktır. ABD ile bilhassa ekonomik münasebetleri geliştirme ortak hedefi konulmuşken, diğer yandan Rusya ile de benzer şekilde ticaret hacmini büyütme ve Türkiye aleyhine olan dengeyi mümkün olduğu oranda düzeltme çabaları da sürecek. Yani S-400 işi artık bitmiştir. Ama başka işler var. S-500 için ortak üretim planları, nükleer santral mesela!..
Tabiatıyla Amerika bu tabloyu kolay kolay hazmedemeyecektir… Onlar da pekâlâ Patriot sistemiyle karşılık vermeye çalışacaktır. Türkiye 100+16 adet F-35 savaş uçağını almayı planlamanın yanında, en az 100 tane de Boeing yolcu uçağını almayı, Erdoğan’ın ağzından bir kere daha deklare etmiş oldu. Bu rakamların ABD ekonomisi için önemi hiç az değil.
Yazının başlığının bir kısmı, gazetemizin dünkü manşetinden ödünç alındı! Cumhurbaşkanı Erdoğan, Donald Trump ile görüşmesinden sonra, medya mensuplarına yaptığı açıklamada; S-400 meselesinin, Türkiye açısından artık bitmiş bir iş olduğunu söyledi. Nitekim daha önceden de, defalarca hem Sayın Erdoğan hem diğer yetkililer, bu konuda benzer kelimelerle aynı hükümleri ifade eden cümleler kurmuşlardı. Yani Osaka Zirvesi öncesinde de, S-400 meselesinin artık Türkiye açısından bitmiş bir konu olduğu bütün dünyaya ilan edilmişti… Osaka’daki açıklamaların önemi, özellikle ABD Başkanının Türkiye’nin haklılığını itiraf eden beyanlarından ileri geliyor. Zira ABD tarafı en üst düzeyde, bizim hesabımıza belki ilk defa bu kadar olumlu bir tespit yapıyor ve esasen bir gerçeği kabul ve teslim ediyor. Dolayısıyla S-400’lerin alımı üzerine daha önce çeşitli kesimlerin yaptığı değişik yorumlar bir nevi hükümsüz kalmıştır. Lakin bu demek değildir ki, S-400 hava savunma sistemine dair bütün problemler hâl yoluna girdi… Bugün için konuşulan ve konuşulmayan pek çok husus, bu sistemin Türkiye’ye gelişinden kurulumuna ve daha sonrasına kadar, gündemde kalmaya devam edecek. Trump’ın açıklamaları çok önemli. Fakat her şey bu açıklamalarla bitmiyor… Nitekim daha önce, Trump’ın Suriye’ye dair söylediği birçok şey gerçekleşmedi. Hatta tam tersi yönde gelişmeler yaşandı, yaşanıyor.
Amerika’nın dış politikada uyguladığı "iyi polis-kötü polis" yöntemi her daim devrede… Bu meselede Trump iyi polisi oynuyor. Zaten daha önce de Trump’ın ağzından, Türkiye’ye herhangi bir yaptırım uygulanacağı yönünde bir açıklama işitilmedi. Ama Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon ve ABD’nin NATO içindeki çeşitli misyonlarından bu mealde pek çok beyan olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Japonya’ya giderken, Trump’a atfen, herhangi bir müeyyide uygulanacağına dair izlenim almadığını dile getirmişti. Vaziyetin bir nevi teyidini almadan, elbette bu kadar bağlayıcı bir söz söylenmezdi. Trump, ABD’lilerin sıkça başvurduğu pozitif jestlerin çarpıcı bir örneğini sergileyerek, S-400 konusunda, bazılarının ısrarla beklediği bir krizin olmayacağı işaretini güçlü şekilde verdi. Ancak F-35 konusunda daha muğlak ifadeler kullandı. Şüphesiz burada da Türkiye’nin haklılığı ve elinin güçlü olma pozisyonu sürecin sonuna kadar tesirini gösterecektir. Tabii her şeyin sütliman olmadığı, geçmişte de çokça müşahede edildiği üzere, verilen sözlere rağmen, tersi istikamette de gelişmelerin yaşandığını hatırda tutmak durumundayız… Tekrar belirtelim ki, Erdoğan-Trump görüşmesinden çıkan olumlu ve net sonuç, en azından kısa vadede ikili ilişkilerdeki pürüzlerin çözülmesi yönünde belirleyici olacaktır. Bunu söylerken, özellikle ABD Kongresinin öteden beri; Türkiye’ye karşı sergilediği olumsuz tavrın ve özellikle F-35 konusunda S-400 meselesini istismar eden yaklaşımının, ilişkilere koyu bir gölge düşürdüğünü de unutmuyoruz…
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekrem İmamoğlu doludizgin gidiyor!.. 19 Kasım 2024 | 1.136 Okunma Netanyahu’nun ağzı kulaklarında!.. 16 Kasım 2024 | 59 Okunma Donald Trump Başkan mı, “Süpermen” mi? 14 Kasım 2024 | 50 Okunma İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir? 12 Kasım 2024 | 127 Okunma Latin Amerika’dayız… 09 Kasım 2024 | 78 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar