Savaş provası!..

Gazetemizin dünkü manşeti, Umman Körfezi’nde sahnelenen kirli oyunu böyle özetliyordu… ABD’nin, İran’ın başına çorap örmek için başvurduğu yöntemler çeşitleniyor. Bakalım...

Gazetemizin dünkü manşeti, Umman Körfezi’nde sahnelenen kirli oyunu böyle özetliyordu… ABD’nin, İran’ın başına çorap örmek için başvurduğu yöntemler çeşitleniyor. Bakalım sonu nereye varacak?!
 
 
Senaryo dediğin çarpıcı olmalı!.. Ya da minareyi çalmadan evvel kılıfını hazırlayacaksın değil mi? Amerika tam da böyle yapıyor. Daha doğrusu bunu hep yapıyor. Irak’ı işgal etmeden önce, güya uzaydan uydularla çekilen fotoğrafları BM Güvenlik Konseyi’ne sunarak, Saddam Hüseyin’in kitle imha silahları ürettiğini, müdahale edilmezse insanlık için büyük tehlike olacağını iddia etmişti… Fakat daha sonra başkan W. Bush ve şürekâsı (Powell, Rice vs.) bunların hepsinin yalan olduğunu, bizzat ve dünyanın gözünün içine baka baka itiraf ettiler. Utanmadan! Lakin onlara göre maksat yine de hâsıl olmuştu, çünkü Saddam gibi bir diktatör devrilmişti. Saddam sonrasında Irak’ın ne hâle geldiği ortada… Şimdi de Trump, "İran’da rejim değişikliği peşinde değiliz" diyor. Duy da inanma!.. ABD İran’ın başına çorap örmek için her yola başvuruyor, başvurmaya da devam edecek. Üç hafta evvel, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Fuceyra limanına yakın bir bölgede, peş peşe dört tane petrol tankerine saldırı olduğu haberleri gelmişti. Gemilerin durumu ve saldırının niteliği konusunda çok detaylı bilgi verilmemişti. Ama Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, saldırının İran tarafından gerçekleştirilmiş olduğuna dair delilleri, yakında sunacaklarını açıklamıştı. Galiba o deliller henüz hazır değildi. Veya zaten o türden deliller hepten mevcut değildi. Onun içindir ki, ABD yeni deliller üretmek üzere senaryolara başvuruyor…
Evet, senaryo dediğin mükemmel olmalı ki, ondan deliller üretilebilsin. Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Amerika ile İran arasında ara buluculuk yapmak için İran’a gidiyor (Üstelik bu misyonu üstlenmeden evvel, Tokyo’ya giden Trump’ın onayını da almıştı…) ve tam da dinî lider Hameney ile görüşme yaptığı gün, Umman Körfezi'nde; her ikisi de Japonya’ya petrol götüren, Front Altair (Belçika) ve Kokuka Quurageous (Japonya) adlı iki tanker saldırıya uğruyor… Ne dersiniz? İyi çalışılmış bir pozisyon değil mi? Öyle, çünkü Amerika aradığı delilleri orada hemen buluveriyor. Her ne kadar iddialar farklı olsa da, netice fark etmiyor. İran tarafından kurtarılan gemi mürettebatı, torpido veya mayın patlamasının söz konusu olmadığını (Gerçekten gemiler üst kısımdan yara almış bulunuyor), havada uçuşan cisimler (mermi) gördüklerini ifade ediyor. Ama mühim değil. Zira mühim olan ABD tarafının söyledikleri… Nasıl ve hangi zaman aralığında elde ettilerse, birtakım flu görüntülerle, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na ait olduğunu iddia ettikleri bir devriye botundaki askerlerin, tanker üzerinde patlamamış mayınları topladığını üfürdüler! Buraya dikkat isterim; İran DMO botu, tanker ve onun üstünde patlamamış mayınlar… Hani yeme de yanında yat derler ya, işte öyle bir durum!
Eh, tiyatro başarıyla sahnelendiğine göre, gişe hasılatını da cebe-kasaya indirmek lazım. Ve toplamda kaç kez iflas ettiği net olarak bilinmeyen Başarılı iş adamı Donald Trump, derhâl parsayı toplayarak, bahse konu saldırının arkasında İran’ın olduğunu ifşa etti! Ama bu iş o kadar basit olamazdı. Bunun için de, tam donanımlı eski CIA Başkanı, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun devreye girmesi inandırıcı olurdu… Evet, selefi Colin Powell gibi! İşte o dedi ki: “Elimizdeki istihbarî bilgilere, saldırıyı düzenlemek için kullanılan silahlara ve profesyonelliğe baktığımızda, İran’ın sorumlu olduğunu görüyoruz…” Tam bir kurt-kuzu hikâyesi!.. İran’a bir şekilde ders vermeyi aklına koymuş Sam Amca… Muhtemelen Suudi-BAE ortak yapımı, uzaktan İsrail destekli bir vekâlet savaşı olabilir… Keşke yanılıyor olsak. Velakin çok belirtiler var. Şayet Pompeo’nun iddia ettiği gibi, İran profesyonel ise, ABD ve takipçilerinin Basra Körfezi'ni uzaydan milim milim mercek altına aldığı ve denizden de sıkı sıkıya abluka uyguladığı bir ortamda, böyle amatörce bir saldırıya kalkışmaz. Mantık bunu söylüyor, fakat ABD’nin haklı olması için ille de akıl ve mantığa ihtiyaç bulunmuyor!
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, ABD’nin (olayın hemen arkasından) gerçekçi veya dolaylı deliller sunmadan ülkesine karşı iddialarda bulunmasını, B Takımının (Bolton, Netanyahu, M. bin Selman ve M. bin Zayed) İran’a karşı, Japonya Başbakanı Şinzo Abe’nin çabalarını da hedef alan sabotaj diplomasisine geçtiğini gösteriyor dedi. Vaka Şinzo Abe, Trump’tan bir mesaj getirmiş ancak İran dinî lideri Hameney, bu mesajı almayı ve cevaplandırmayı reddetmişti… Pek de haksız sayılmaz hani!
Senaryo dediğin çarpıcı olmalı!.. Ya da minareyi çalmadan evvel kılıfını hazırlayacaksın değil mi? Amerika tam da böyle yapıyor. Daha doğrusu bunu hep yapıyor. Irak’ı işgal etmeden önce, güya uzaydan uydularla çekilen fotoğrafları BM Güvenlik Konseyi’ne sunarak, Saddam Hüseyin’in kitle imha silahları ürettiğini, müdahale edilmezse insanlık için büyük tehlike olacağını iddia etmişti… Fakat daha sonra başkan W. Bush ve şürekâsı (Powell, Rice vs.) bunların hepsinin yalan olduğunu, bizzat ve dünyanın gözünün içine baka baka itiraf ettiler. Utanmadan! Lakin onlara göre maksat yine de hâsıl olmuştu, çünkü Saddam gibi bir diktatör devrilmişti. Saddam sonrasında Irak’ın ne hâle geldiği ortada… Şimdi de Trump, "İran’da rejim değişikliği peşinde değiliz" diyor. Duy da inanma!.. ABD İran’ın başına çorap örmek için her yola başvuruyor, başvurmaya da devam edecek. Üç hafta evvel, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Fuceyra limanına yakın bir bölgede, peş peşe dört tane petrol tankerine saldırı olduğu haberleri gelmişti. Gemilerin durumu ve saldırının niteliği konusunda çok detaylı bilgi verilmemişti. Ama Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, saldırının İran tarafından gerçekleştirilmiş olduğuna dair delilleri, yakında sunacaklarını açıklamıştı. Galiba o deliller henüz hazır değildi. Veya zaten o türden deliller hepten mevcut değildi. Onun içindir ki, ABD yeni deliller üretmek üzere senaryolara başvuruyor…
Evet, senaryo dediğin mükemmel olmalı ki, ondan deliller üretilebilsin. Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Amerika ile İran arasında ara buluculuk yapmak için İran’a gidiyor (Üstelik bu misyonu üstlenmeden evvel, Tokyo’ya giden Trump’ın onayını da almıştı…) ve tam da dinî lider Hameney ile görüşme yaptığı gün, Umman Körfezi'nde; her ikisi de Japonya’ya petrol götüren, Front Altair (Belçika) ve Kokuka Quurageous (Japonya) adlı iki tanker saldırıya uğruyor… Ne dersiniz? İyi çalışılmış bir pozisyon değil mi? Öyle, çünkü Amerika aradığı delilleri orada hemen buluveriyor. Her ne kadar iddialar farklı olsa da, netice fark etmiyor. İran tarafından kurtarılan gemi mürettebatı, torpido veya mayın patlamasının söz konusu olmadığını (Gerçekten gemiler üst kısımdan yara almış bulunuyor), havada uçuşan cisimler (mermi) gördüklerini ifade ediyor. Ama mühim değil. Zira mühim olan ABD tarafının söyledikleri… Nasıl ve hangi zaman aralığında elde ettilerse, birtakım flu görüntülerle, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na ait olduğunu iddia ettikleri bir devriye botundaki askerlerin, tanker üzerinde patlamamış mayınları topladığını üfürdüler! Buraya dikkat isterim; İran DMO botu, tanker ve onun üstünde patlamamış mayınlar… Hani yeme de yanında yat derler ya, işte öyle bir durum!
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekrem İmamoğlu doludizgin gidiyor!.. 19 Kasım 2024 | 1.136 Okunma Netanyahu’nun ağzı kulaklarında!.. 16 Kasım 2024 | 59 Okunma Donald Trump Başkan mı, “Süpermen” mi? 14 Kasım 2024 | 50 Okunma İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir? 12 Kasım 2024 | 127 Okunma Latin Amerika’dayız… 09 Kasım 2024 | 78 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar