“Savcı aklını başına alsın!..”
Bülent Arınç kıdemli bir hukukçu ve tecrübeli bir ceza avukatı… Son günlerde tartışılan Ali Babacan ve Meral Akşener ile ilgili soruşturmalara dair dikkat çekici açıklamalar yaptı. Özellikle...
Bülent Arınç kıdemli bir hukukçu ve tecrübeli bir ceza avukatı… Son günlerde tartışılan Ali Babacan ve Meral Akşener ile ilgili soruşturmalara dair dikkat çekici açıklamalar yaptı. Özellikle savcıların dikkatine!
Eski Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, bir süreden beri medyanın gündeminde… Yine ezber bozucu açıklamalar yaptı. Önce atandığı yeni görevinden ötürü alacağı ücret konusunda doğru olmayan haberler yayıldı. Sayın Arınç buna çok sert tepki gösterdi. Ancak burada da Arınç’ın açıklamaları çarpıtılmaya devam etti. Bunun üzerine daha kapsamlı açıklamalar yapmaya ihtiyaç duydu. Neticede ücret konusu etrafında üretilen dedikodulara karşı, gerçekler bütünüyle kamuoyuna duyuruldu, fakat oraya gelinceye kadar da, aslı astarı olmayan pek çok iddia ve söylenti dolaşıma sokulmuş oldu. Bülent Arınç öncelikle kıdemli bir hukukçu ve tecrübeli bir ceza avukatı… Bu sıfatıyla haklı olarak, yanlışını gördüğü savcıya “aklını başına al…” gibi bir ikazda bulunma ihtiyacı duymuş. Ülkemizde yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı üzerinde, birbiriyle derin biçimde çelişen fikrî tartışmaların devam ettiği bir dönemde, Arınç’ın yaptığı bu keskin çıkış son derece manidar ve üzerinde dikkatle durulması gerekir. Evet, yukarıda Arınç’ın hukuk tecrübesinden bahsettik. Anlayacağınız, sıradan vatandaşlar; kamu görevlileri veya siyasetçiler hakkında, hangi şartlarda ve ne gibi usullerle soruşturma açılacağını çok iyi bilen bir kişi… Ki, Ali Babacan ve Meral Akşener hakkında, son günlerde çok konuşulan savcılık soruşturmasının ne denli hukuki(!) olduğunu net bir biçimde özetliyor.
Bir televizyon programında (Habertürk TV) soruşturmalar için şunları söyledi: “Felaket! Çok yanlış. Sayın savcı şunu bilsin. Bakanlar Kurulunda ortak sorumluluk esastır. Bunu düşünsün ve aklını başına alsın…” Bahsedilen soruşturma o kadar derme çatma, o kadar ısmarlama ki, böyle bir şeyin yapılabilmesi gerçekten hayret verici. Ali Babacan döneminde çalıştığını söyleyen bir hazine müfettişi, yıllar sonra kalkıp suç duyurusunda bulunuyor. Bunu da Ali Babacan’ın yeni parti kurma çalışmalarının ifşa olmasının hemen ardından yapıyor! İddiaların mahiyeti, doğru veya yanlış olması ayrı bir konu… Ama soruşturmanın başlatılma biçimi ve hareket noktası burada yargı düzeninin işleyişi hakkında gerçekten alarm veriyor. Nitekim Bülent Arınç şu noktaya dikkat çekiyor; “Eğer bunu Ali Babacan’ı engellemek için yapıyorsanız, bu aksine parti kurmasını çabuklaştırır…” Hakikaten insan bir an için şunu düşünmeden edemiyor: Acaba bütün bunlar bir kurgu-kumpas işleyişi içinde mi cereyan ediyor!.. Yani daha açıkçası bunun temelinde tam olarak ne yatıyor? Ali Babacan’ın lehine mi, aleyhine mi çalışılıyor? Bu soruşturma ciddiye alındığı takdirde ucu nerelere kadar varır? Bülent Arınç’ın sözleriyle cevap verelim: “Bu savcılar hukuku biliyorlarsa bence Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bugünkü hükûmete karşı bir yanlışın içindeler…” Burada televizyon sunucusu araya giriyor: “Hukuken mi siyaseten mi?” Cevap şöyle; “Hukuken de yanlış, siyaseten de yanlış. Bir bakanın yargılanması için Anayasada özel hükümler vardır. Yani bir bakanın icraatı içinde soruşturmaya konu olacak bir şey varsa, burada bakanlar kurulunun ortak sorumluluğu esastır. Siyaseten de yanlış… Demek o günkü başbakana gücün yetmiyor, bu yüzden onun bakanından hesap sormaya kalkıyorsun. Yarın onun avukatı mahkemeye gelip ortak sorumluluğun bakanlar kuruluna tevcih edilmesi gerekir dese, evet ben de bunu istiyorum mu diyecek? Sayın Savcı bunu düşünsün ve aklını başına alsın…”
Bülent Arınç, Meral Akşener için de, uzun bir aradan sonra tekrar işleme konulan soruşturmanın yanlışlığına dikkat çekiyor. Kendisi için “Şayet Afyon’a gelseydi AK Parti kurucusu olacaktı” diyor… Burada FETO üzerinden yürütülen soruşturmaların istismar edilmesinin tehlikeleri konusunda çok ciddi ikazlarda bulunuyor. Keza bu yüzden mağduriyet yaşayan vatandaşların durumunu değerlendiriyor.
Bülent Arınç’ın bu açıklamaları herhâlde geniş yankı bulacaktır. Medyada, özellikle sosyal medyada “TROL” diye nitelendirilen tiplerin, güya iktidar partisine arka çıkmak için yaptıkları şaklabanlık ve saçmalıklar için söylenecek pek bir şey yok. Neticede zırva tevil götürmez! Ve bu trolleri fiilen kontrol altına almak, engellemek, sınırlamak da mümkün görünmüyor. Ancak siyaset etiğinde, hukuk ve yargı düzeninin işleyişinde gereken ciddiyet ortaya konulamadığı takdirde, hiç beklenmeyen, tahmin edilemeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Arınç kıdemli bir hukukçu ve siyasetçi olarak, bu konuda çok yerinde tespit ve ikazlarda bulunuyor. Eh, tecrübe konuştuğuna göre, buna kulak vermek gerekir değil mi?
Eski Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, bir süreden beri medyanın gündeminde… Yine ezber bozucu açıklamalar yaptı. Önce atandığı yeni görevinden ötürü alacağı ücret konusunda doğru olmayan haberler yayıldı. Sayın Arınç buna çok sert tepki gösterdi. Ancak burada da Arınç’ın açıklamaları çarpıtılmaya devam etti. Bunun üzerine daha kapsamlı açıklamalar yapmaya ihtiyaç duydu. Neticede ücret konusu etrafında üretilen dedikodulara karşı, gerçekler bütünüyle kamuoyuna duyuruldu, fakat oraya gelinceye kadar da, aslı astarı olmayan pek çok iddia ve söylenti dolaşıma sokulmuş oldu. Bülent Arınç öncelikle kıdemli bir hukukçu ve tecrübeli bir ceza avukatı… Bu sıfatıyla haklı olarak, yanlışını gördüğü savcıya “aklını başına al…” gibi bir ikazda bulunma ihtiyacı duymuş. Ülkemizde yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı üzerinde, birbiriyle derin biçimde çelişen fikrî tartışmaların devam ettiği bir dönemde, Arınç’ın yaptığı bu keskin çıkış son derece manidar ve üzerinde dikkatle durulması gerekir. Evet, yukarıda Arınç’ın hukuk tecrübesinden bahsettik. Anlayacağınız, sıradan vatandaşlar; kamu görevlileri veya siyasetçiler hakkında, hangi şartlarda ve ne gibi usullerle soruşturma açılacağını çok iyi bilen bir kişi… Ki, Ali Babacan ve Meral Akşener hakkında, son günlerde çok konuşulan savcılık soruşturmasının ne denli hukuki(!) olduğunu net bir biçimde özetliyor.
Bir televizyon programında (Habertürk TV) soruşturmalar için şunları söyledi: “Felaket! Çok yanlış. Sayın savcı şunu bilsin. Bakanlar Kurulunda ortak sorumluluk esastır. Bunu düşünsün ve aklını başına alsın…” Bahsedilen soruşturma o kadar derme çatma, o kadar ısmarlama ki, böyle bir şeyin yapılabilmesi gerçekten hayret verici. Ali Babacan döneminde çalıştığını söyleyen bir hazine müfettişi, yıllar sonra kalkıp suç duyurusunda bulunuyor. Bunu da Ali Babacan’ın yeni parti kurma çalışmalarının ifşa olmasının hemen ardından yapıyor! İddiaların mahiyeti, doğru veya yanlış olması ayrı bir konu… Ama soruşturmanın başlatılma biçimi ve hareket noktası burada yargı düzeninin işleyişi hakkında gerçekten alarm veriyor. Nitekim Bülent Arınç şu noktaya dikkat çekiyor; “Eğer bunu Ali Babacan’ı engellemek için yapıyorsanız, bu aksine parti kurmasını çabuklaştırır…” Hakikaten insan bir an için şunu düşünmeden edemiyor: Acaba bütün bunlar bir kurgu-kumpas işleyişi içinde mi cereyan ediyor!.. Yani daha açıkçası bunun temelinde tam olarak ne yatıyor? Ali Babacan’ın lehine mi, aleyhine mi çalışılıyor? Bu soruşturma ciddiye alındığı takdirde ucu nerelere kadar varır? Bülent Arınç’ın sözleriyle cevap verelim: “Bu savcılar hukuku biliyorlarsa bence Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bugünkü hükûmete karşı bir yanlışın içindeler…” Burada televizyon sunucusu araya giriyor: “Hukuken mi siyaseten mi?” Cevap şöyle; “Hukuken de yanlış, siyaseten de yanlış. Bir bakanın yargılanması için Anayasada özel hükümler vardır. Yani bir bakanın icraatı içinde soruşturmaya konu olacak bir şey varsa, burada bakanlar kurulunun ortak sorumluluğu esastır. Siyaseten de yanlış… Demek o günkü başbakana gücün yetmiyor, bu yüzden onun bakanından hesap sormaya kalkıyorsun. Yarın onun avukatı mahkemeye gelip ortak sorumluluğun bakanlar kuruluna tevcih edilmesi gerekir dese, evet ben de bunu istiyorum mu diyecek? Sayın Savcı bunu düşünsün ve aklını başına alsın…”
Ekrem İmamoğlu doludizgin gidiyor!..
19 Kasım 2024 | 1.136 Okunma
Netanyahu’nun ağzı kulaklarında!..
16 Kasım 2024 | 59 Okunma
Donald Trump Başkan mı, “Süpermen” mi?
14 Kasım 2024 | 50 Okunma
İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir?
12 Kasım 2024 | 127 Okunma
Latin Amerika’dayız…
09 Kasım 2024 | 78 Okunma
TÜM YAZILARI