Siyasette yeni dönem…

AK Parti olağanüstü kongresi, iktidar yapısı ve hükümet biçimiyle ilgili yeni bir dönemin kapısını araladı. ‘Partili Cumhurbaşkanlığı’ fiilen bir nevi tescil edilmiş oldu. Ancak hukuki tescil...

AK Parti olağanüstü kongresi, iktidar yapısı ve hükümet biçimiyle ilgili yeni bir dönemin kapısını araladı. ‘Partili Cumhurbaşkanlığı’ fiilen bir nevi tescil edilmiş oldu. Ancak hukuki tescil için anayasa değişikliği gerekli.



Pazar günü yapılan AK Parti II. Olağanüstü Kongresi, beklendiği çerçevede sancısız ve tesanüt içinde geçti. Binali Yıldırım, genel başkanlık görevini Ahmet Davutoğlu’ndan devralırken, en öncelikli meselelerinin yeni bir anayasa (ve tabii başkanlık sistemini getirmek) olduğunu ilan etti. Bu kongre ile Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti üzerinde zaten var olan kontrol ve hâkimiyeti her yönüyle pekişmiş oldu. (Burada Cumhurbaşkanı ile uyum içinde çalışma sözü veren yeni Başbakan Binali Yıldırım’ın yanında, teşekkül edecek bakanlar kurulunun yapısı ve keza parti yönetim kademelerinin yenilenmiş hâli, bütünüyle bir ‘Partili Cumhurbaşkanlığı’ sistemini fiilen pekiştirecek şekilde, dizayn edilmiş bulunuyor… Hem Divan Başkanı Bekir Bozdağ hem de yeni Genel Başkan Binali Yıldırım tarafından, özellikle altı çizilen bu “fiili durumun” hukuken de tescil edilmesi için, şimdi sıra bu konuda yapılacak anayasa değişikliğinde. AK Parti’nin bundan sonraki en önemli mesaisi herhâlde bu olacak.)
Başkanlık sistemini tesis edecek yepyeni bir anayasa veya en azından, bu hükümet sistemini yeteri derecede düzenleyecek kapsamlı değişiklik, hâlihazırdaki parlamento aritmetiğinde mümkün görülmediğinden, Partili Cumhurbaşkanlığı ara formül olarak devreye alınmış bulunuyor. Elbette bunun için de yine anayasa değişikliği şart. Şimdilerde bu sınırlı ölçekteki değişiklik için, bir uzlaşma arayışı devam ediyor. Politik söylemlerinde en azından “şimdilik”, başkanlık sistemine karşı olduğunu açıkça ortaya koyan MHP, acaba partili cumhurbaşkanlığı teklifine sıcak bakacak mı? MHP, iç yapısındaki sıkıntılar ve yaşanan ciddi belirsizliklerin etkisiyle, iş birliğine gidebilir. Ancak, CHP ve HDP’den bu konuda bir destek söz konusu olmayacağı için, AK Parti ve MHP; firesiz olarak tam kadro oy verse (316+40) dahi, yine de referanduma gitme zarureti var… Erdoğan ve AK Parti, referandumdan yüksek oranda bir halk desteği çıkacağına inanıyor ve zaten meseleyi halka götürmek için de uygun zemin hazırlıyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekrem İmamoğlu doludizgin gidiyor!.. 19 Kasım 2024 | 1.136 Okunma Netanyahu’nun ağzı kulaklarında!.. 16 Kasım 2024 | 59 Okunma Donald Trump Başkan mı, “Süpermen” mi? 14 Kasım 2024 | 50 Okunma İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir? 12 Kasım 2024 | 127 Okunma Latin Amerika’dayız… 09 Kasım 2024 | 78 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar