Trump’la ne olur, ne olmaz?
Dünyanın en büyük ekonomisine (18,5 trilyon dolar) ve en büyük askerî bütçesine (619 milyar dolar) sahip, hâlâ “süper güç” olan bir devletteki yönetim değişikliği, kimsenin ilgisiz...
Dünyanın en büyük ekonomisine (18,5 trilyon dolar) ve en büyük askerî bütçesine (619 milyar dolar) sahip, hâlâ “süper güç” olan bir devletteki yönetim değişikliği, kimsenin ilgisiz kalacağı durum değil elbet!..
Trump gelecek dertler bitecek… Değil elbet! Ama yine de en irisinden en küçüğüne kadar, dünya devletleri; ABD’de, yeni Başkan ve ekibinin işbaşı yapmasını bekliyor. Bakalım Trump nasıl politikalar izleyecek?.. Başta Çin ve Rusya olmak üzere, rakiplerine ve müttefiklerine karşı ne gibi tavırlar içine girecek? Seçim kampanyasında olduğu gibi, Trump’ın göreve başlama süreci de hayli patırtılı geçiyor. Amerikan medyası hâlâ daha kendisine çok mesafeli ve galiba bu tutumunu daha sertleştirecek. Buna karşılık Trump’ın da alttan almaya hiç niyeti yok. Daha ilk basın toplantısında amiyane tabiriyle raconu kesti ve değişik bir akreditasyon uyguladı. O burnundan kıl aldırmayan CNN International televizyonunu yerden yere vurdu. Muhabirini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle “benzetti” ve “Kabalaşma, sana soru sorma hakkı vermeyeceğim, senin kurumun berbat…” gibi laflar söyledi. CNN de o saatten beri neredeyse aralıksız olarak doğrudan ve dolaylı olarak Trump’ı hedef alan yayınlar yapıyor. Bütün bunlar gösteriyor ki, Trump için dört yıllık başkanlık süresi hiç de kolay geçmeyecek…
Bir de Trump’ın kampanya döneminde söylediklerinin ne kadarını icraat olarak hayata geçirebileceği meselesi var. Trump hâlâ o söylemlerini devam ettiriyor, ancak hem iç hem dış politika açısından çok ciddi engel ve tepkilerle karşılaşma ihtimali söz konusu. Obama döneminin belki de içeride dişe dokunur tek icraatı olan Obamacare (Kısaca: Sağlık sigortası reformu) hakkında harekete geçti bile. Demokratların buna karşı sessiz durmayacağı açık. Velhasıl Trump enerjisinin önemli bir kısmını belki de iç meselelere hasredecek…