Yeni tehdit; magandalık!..
Maganda ifadesinin tam olarak ne anlama geldiği belli değil. Açıkçası herkes kendine göre bir şey anlıyor ve buradan hareketle bir tarif ve izah yapmaya çalışıyor. Ortak nokta şu: Magandalık kötü ve...
Maganda ifadesinin tam olarak ne anlama geldiği belli değil. Açıkçası herkes kendine göre bir şey anlıyor ve buradan hareketle bir tarif ve izah yapmaya çalışıyor. Ortak nokta şu: Magandalık kötü ve tehlikeli bir şey!
Maganda aşağı maganda yukarı, peki, nedir bu magandalık? Bazı ifadeler zaman içinde, fert ve toplumun zihninde belirgin veya yaklaşık bir mana çağrıştırır şekilde kalıplara oturur… İnsanlar o kavramla anlatılan muhteva hakkında, pek fazla bir bilgiye sahip olmasa da; çok sık ve yaygın biçimde duydukları için, bahsedenlerin vücut dili ve duygularının yansıttığı mana üzerinden olumlu veya olumsuz kanaate varır. Maganda ifadesi de bunlardan biri olsa gerek. Tam olarak ne anlama geldiği konusunda bir bilimsel tespit yok. Maganda ifadesi son yıllarda çok fazla duyulmaya başladı. Genel olarak bu ifade ile kaba-saba, görgüsüz, küstah, zorba, kural tanımaz ve kuralları fütursuzca ihlal ettikleri için de tehlikeli olan uyumsuz tipler anlaşılıyor. En azından ben kendi adıma böyle anlıyorum!.. Evet, magandalar tehlikeli adamlar. Çünkü insanların can ve mal emniyeti konusunda gerekli dikkat ve hassasiyeti asla ve asla göstermiyorlar ve bu yüzden de çok can yakıyorlar… Bir etraflı inceleme yapılsa, acaba düğün-nişan törenlerinde, asker uğurlamalarında veya başka sosyal faaliyetlerde kaç yüz veya kaç bin insanın hayatını kaybetmesine, sakat kalmasına, hayatlarının kararmasına sebep olmuştur bu magandalar? “Maganda kurşunu ile can verdi…” diye kaç tane iç karartıcı gazete haberi verilmiştir acaba?
Toplum değiştikçe ve dönüştükçe, yine kendi içinden kendisine tehdit ve tehlike olacak bireyler, zümreler de üretiyor… Bazı bireylerin kötü ve zehirli hâl ve hareketleri, davranış biçimleri sâri hastalık gibi tez zamanda yayılıyor. Buna karşı etkili tedbir almak da öyle kolay olmuyor. Haberleşme teknolojisindeki gelişmeler, bir yerde bunların en azından bir kısmının deşifre edilmesi, toplumun dikkat nazarına sunulması ve özellikle yetkili mercilerin harekete geçirilmesi noktasında çok işe yarıyor. Geçenlerde Antalya’dan bir kişi, sokak ortasında yanındaki kadını döven bir magandaya çevreden insanların nasıl müdahale ettiklerini (Onun deyimi ile kendisine nasıl ders verdiklerini) video görüntüsüyle bir anda bütün ülkeye yaymıştı. Önceki gün meslekleri baklavacılık olan iki kişinin (bunlar kardeşmiş ve ünlü bir markaya benzer bir isim altında faaliyet gösteriyormuş…) trafikte, hamile bir kadın ve kocasına yaşattıkları dehşet, bir anda toplumun genelinde en aktüel konu oldu. Sosyal medyada bu gibi durumlar için kullanılan kavramları biliyorsunuz. Elinde kameralı cep telefonu olan herkes bir nevi kameraman ve daha da ötesinde yayıncı olduğundan, yurdun en ücra köşesindeki bir noktadan dahi, bir gelişme veya olay anında her tarafa yansıtılabiliyor. Bunun sakıncaları yanında çok faydaları var şüphesiz.
İşte İstanbul Pendik’te magandalık yapan iki kişinin durumu, topluma mal edilmesi ve sonrasında yaşanan gelişmeler son derece dikkat çekici… O magandaları şaşırtıcı bir biçimde karakol kapısında nezaketle karşılayan polis amirinin jet hızıyla görevden el çektirilip idari soruşturmaya tabi tutulması mesela… Acaba magandalık görüntüleri ve buna karşılık şikâyetçi olmak üzere gittikleri karakolda gördükleri muamele bu denli ayan beyan ortaya dökülmeseydi, nasıl bir netice çıkardı? Kameraların, özellikle cep telefonu kameralarının, bir taraftan hayatın mahremiyetini tehdit ederken, diğer taraftan da adaleti sağlamada çok etkili bir rol oynamasını nasıl izah edelim? Uçanı-kaçanı yok… Yol kenarındaki köpek yavrusunu faraşa koyup dereye atan temizlik işçisini de yakalıyor. Zorbalık yapan baklavacı kardeşleri de. Peki, her şeyi bir kenara bırakıp bu kameraların sağlayacağı can ve mal emniyetine mi sığınacağız?
Dün Kocaeli Körfez ilçesinde, üstelik ters yönde ilerleyen bir MAGANDA, kendisini ikaz etmek isteyen 21 yaşındaki bir gence anında silahıyla defalarca ateş açmış. O genç atik davranıp bir arabanın arkasına saklanmamış olsa, belki de şimdi hayatta olmayacaktı… Dememiz o ki, MAGANDALARIN HÂL VE HAREKETLERİNİ GÖRÜNTÜLEMEK yeterli değil. Zira tek başına bu görüntülemeler vahim neticelerin önüne geçemez.
Peki, ne yapmalıyız? Burada iki paralel tavır söz konusu olabilir. Birincisi kamu düzenini korumakla görevli mercilerin, bu konudaki kuralları tavizsiz bir şekilde işletmesi ve hata yapanların cezasız kalmayacağını kesin biçimde görmesi, anlaması. İkincisi de toplumun magandalara karşı takınacağı şuurlu tavır… Bu şekilde yeni bir tehdit unsuru olan magandalara karşı daha etkili bir mücadele ortaya konabilir.
Maganda aşağı maganda yukarı, peki, nedir bu magandalık? Bazı ifadeler zaman içinde, fert ve toplumun zihninde belirgin veya yaklaşık bir mana çağrıştırır şekilde kalıplara oturur… İnsanlar o kavramla anlatılan muhteva hakkında, pek fazla bir bilgiye sahip olmasa da; çok sık ve yaygın biçimde duydukları için, bahsedenlerin vücut dili ve duygularının yansıttığı mana üzerinden olumlu veya olumsuz kanaate varır. Maganda ifadesi de bunlardan biri olsa gerek. Tam olarak ne anlama geldiği konusunda bir bilimsel tespit yok. Maganda ifadesi son yıllarda çok fazla duyulmaya başladı. Genel olarak bu ifade ile kaba-saba, görgüsüz, küstah, zorba, kural tanımaz ve kuralları fütursuzca ihlal ettikleri için de tehlikeli olan uyumsuz tipler anlaşılıyor. En azından ben kendi adıma böyle anlıyorum!.. Evet, magandalar tehlikeli adamlar. Çünkü insanların can ve mal emniyeti konusunda gerekli dikkat ve hassasiyeti asla ve asla göstermiyorlar ve bu yüzden de çok can yakıyorlar… Bir etraflı inceleme yapılsa, acaba düğün-nişan törenlerinde, asker uğurlamalarında veya başka sosyal faaliyetlerde kaç yüz veya kaç bin insanın hayatını kaybetmesine, sakat kalmasına, hayatlarının kararmasına sebep olmuştur bu magandalar? “Maganda kurşunu ile can verdi…” diye kaç tane iç karartıcı gazete haberi verilmiştir acaba?
Toplum değiştikçe ve dönüştükçe, yine kendi içinden kendisine tehdit ve tehlike olacak bireyler, zümreler de üretiyor… Bazı bireylerin kötü ve zehirli hâl ve hareketleri, davranış biçimleri sâri hastalık gibi tez zamanda yayılıyor. Buna karşı etkili tedbir almak da öyle kolay olmuyor. Haberleşme teknolojisindeki gelişmeler, bir yerde bunların en azından bir kısmının deşifre edilmesi, toplumun dikkat nazarına sunulması ve özellikle yetkili mercilerin harekete geçirilmesi noktasında çok işe yarıyor. Geçenlerde Antalya’dan bir kişi, sokak ortasında yanındaki kadını döven bir magandaya çevreden insanların nasıl müdahale ettiklerini (Onun deyimi ile kendisine nasıl ders verdiklerini) video görüntüsüyle bir anda bütün ülkeye yaymıştı. Önceki gün meslekleri baklavacılık olan iki kişinin (bunlar kardeşmiş ve ünlü bir markaya benzer bir isim altında faaliyet gösteriyormuş…) trafikte, hamile bir kadın ve kocasına yaşattıkları dehşet, bir anda toplumun genelinde en aktüel konu oldu. Sosyal medyada bu gibi durumlar için kullanılan kavramları biliyorsunuz. Elinde kameralı cep telefonu olan herkes bir nevi kameraman ve daha da ötesinde yayıncı olduğundan, yurdun en ücra köşesindeki bir noktadan dahi, bir gelişme veya olay anında her tarafa yansıtılabiliyor. Bunun sakıncaları yanında çok faydaları var şüphesiz.
Ekrem İmamoğlu doludizgin gidiyor!..
19 Kasım 2024 | 1.136 Okunma
Netanyahu’nun ağzı kulaklarında!..
16 Kasım 2024 | 59 Okunma
Donald Trump Başkan mı, “Süpermen” mi?
14 Kasım 2024 | 50 Okunma
İslâm dünyası nasıl bir aksiyon alabilir?
12 Kasım 2024 | 127 Okunma
Latin Amerika’dayız…
09 Kasım 2024 | 78 Okunma
TÜM YAZILARI