Aşı yüklü Çin trenini Mustafa Öztürk mü kaçırdı?

Aslında mesele basit: “Tamahkârla sahtekârın buluşmasından üçkâğıt doğar” kuralı gereği Türkiye’nin başarmamasını, başaramamasını isteyen bir sahtekâr bir iddia ortaya atıyor, tüm tamahkârlar da Mağribi’nin mal bulmuşu gibi üşüşüyorlar bu yalanlara.

Türkiye gündemi beyin devrelerini yıpratmaya devam ediyor. Üstelik iş “ciddiyse çok komik, şakaysa hiç komik değil” noktasına evrildi.

Misallere nereden başlasam bilemiyorum. Mesela bin yıldır gazetecilik yapan Özlem Gürses’in ve pek çok gazete-gazeteci kalabalığının Çin’e doğru yolculuğa çıkan ihracat treninin yola çıkmadığına dair geliştirdikleri inançla başlayabiliriz. Kahir ekseriyeti “insan hiçbir şeye körü körüne inanmamalı” cümlesine iman eden bu topluluk Çin treninin yola çıkmadığına ciddi ciddi inandılar. TCDD de iki gündür Çin treninin nerede olduğuna dair konum bildirimi yaparak perişan ediyor bunları.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar 1 yorum