Asım, ah!
Sene ’96 ya da ’97 olabilir. Benimle tanıştığı gün Kartal’da bir eve gitmiştik. Lise öğrencileri vardı. Şahane çocuklardı. “Bunlara Sezai Karakoç’u, Zarifoğlu’nu anlat”...
Sene ’96 ya da ’97 olabilir. Benimle tanıştığı gün Kartal’da bir eve gitmiştik. Lise öğrencileri vardı. Şahane çocuklardı. “Bunlara Sezai Karakoç’u, Zarifoğlu’nu anlat” demişti. Ben 20 yaşında, bıyıklarının terlemesi tamamlanmamış bir şairdim. Asım ise Asım’dı işte. Bizim Asım. Asım Gültekin. Onu ilk tanıdığımda hangi derdin peşindeyse, vefatının 20 gün öncesinde konuştuğumuzda da aynı derdin peşindeydi.
Bizim İslâmcı gelenekte “abi”lik isimli bir...
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı?
19 Kasım 2024 | 275 Okunma
Bir kapı nereye açılır?
17 Kasım 2024 | 199 Okunma
Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var
16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma
Bir teklif: Türkiye’nin küresi
12 Kasım 2024 | 271 Okunma
Bir bavula ne yakışır en çok?
10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI