Başımız kıyamete kadar sağ olacak

Henüz 7 yaşında bir çocukken, 1983 yılının sıcak bir yaz gününde, babamın elini sımsıkı tutarak dolaşmıştım Menzil Köyü’nü. Perşembe gün sabah saatlerinde, Menzil...

Henüz 7 yaşında bir çocukken, 1983 yılının sıcak bir yaz gününde, babamın elini sımsıkı tutarak dolaşmıştım Menzil Köyü’nü.

Perşembe gün sabah saatlerinde, Menzil Köyü’nün camiinde, Gavs-ı Sani Abdülbaki el-Hüseyni hazretlerinin cenazesinin musallaya gelmesini beklerken o küçük çocuğun üzerinden tam tamına 40 yıl geçtiğini düşündüm. Tam 40 yıldır, bazen çok sıkı, bazen epey gevşek olmak üzere Menzil Köyü’ne gidip gelmiş, buradaki olağanüstü maneviyata, olağanüstü berekete çok çeşitli kereler şahit olmuştum. Bu maneviyatın, bu bereketin nereden ve nasıl kaynaklandığını düşündüm ister istemez. Sofilerin deyimiyle “o mübareklerin” insanlar üzerindeki olumlu tasarruflarının kaynağının nereden olduğunu anlamaya, kavramaya çalıştım.

Zihnim tüm bunları didiklerken geldi Gavs Hazretlerinin naaşı camiye. Gözyaşları sel olmuş, cezbeler arşı tutmuşken Gavs Hazretlerinin büyük evladı Seyyid Saki el-Hüseyni, camideki herkesi susturup bir konuşma irad etti. Burada, o büyük bereketin, o maneviyatın, o olağan dışı tasarrufun kaynaklarının ne olduğuna dair kesin ve keskin cevaplar vardı. Seyyid Saki şöyle dedi: “Başımız sağ olsun. Başımız kıyamete kadar sağ olacak zaten Allah’ın...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar