Berna Laçin ile huzura doğru

Bu yazıyı yazmaya oturmadan önce hepsi terlemiş, fakat hemen hiçbiri ter kokmayan yüzlerce insanla aynı anda namaz kıldım. Cuma namazı yani… Üstelik namaz kıldığım cami, ağırlıklı olarak mobilya...

Bu yazıyı yazmaya oturmadan önce hepsi terlemiş, fakat hemen hiçbiri ter kokmayan yüzlerce insanla aynı anda namaz kıldım. Cuma namazı yani… Üstelik namaz kıldığım cami, ağırlıklı olarak mobilya atölyelerinin ve mağazalarının olduğu bir semtteydi. Yani ter ve çorap kokusu ile karşılaşma durumum vardı. Fakat karşılaşmadım.

Gerçi, Tunus, Fas ve benzeri ülkelerde yani cuma günlerinin tatil olduğu ülkelerde, hiçbir şekilde rastlamıyoruz çorap ve ter kokusuna. Zira sabahın seherinden itibaren çalışmak zorunda olan insanların iki arada bir derede gittikleri bir namaz değil oralarda Cuma namazı. İnsanlar en güzel şekilde hazırlanıp öyle geliyorlar namaza. Tatil olunca böyle…

Gerçi Berna Laçin Hanımefendi için bu dahi kabul edilebilir bir şey değildir büyük ihtimalle. Laçin’in yetiştiği atmosferi az çok tahmin edebiliyorum. O atmosfer için muteber olan ibadet hiç yapılmayandır ama ille de yapılacaksa banklara yan yana oturarak yapılan bir ibadet tercih edilmelidir. Ayakkabı çıkarma derdi yoktur. Eğilip kalkma derdi yoktur. Birinin omzunun diğerinin omuzuna değme derdi yoktur. Her şey aşırı sterildir.

Ne var ki bu toprakların insanları bir türlü gelişmedikleri için işte mobilya atölyesinden, bakkaldan, oto sanayiden falan çıkıp koşa koşa camilere akmaktadırlar. Ah ah, ne yapsın bu durumda Berna Laçin Hanım?

“Berna Laçin’in yetiştiği atmosferi az çok tahmin edebiliyorum” dedim ya, oradan devam edeyim. Mesela o atmosferde konuşulan şey “Norveç’in ne kadar da çevreci bir ülke” olduğudur ve siz oyunbozanlık edip “yavru fok kürkü satın alma konusunda da dünyanın bir numarası Norveç imiş” derseniz ağızlarının tadı bozulur. “En çok Japonlar okuyormuş” cümlesini “haklısınız, ilginç olanı şu ki kişi başına tüketilen porno yayın konusunda da Japonlar bir numara” cümlesiyle desteklerseniz bir kekrelik oluşur ortamda.

Gelelim meselenin “bam” dediği yere. Yine o atmosferin bir şartı daha vardır. Durduk yere rahatını bozmamak. O yüzden Berna Laçin Hanımefendinin o malum tweetinden sonra yaptığı keskin dönüşleri tam burasından ele almak gerekir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar