Bir demin geldiği, bir başkasının geçtiğidir
“Hayır” dedim telefonda, “bu dediğini yapamam, insana güvenimi kaybetmek yerine emeğimi kaybederim daha iyi.”Gündüz, bir başka arkadaşa, daha doğrusu bir kardeşe Üsküdar’ın o herkeslerin vakit...
“Hayır” dedim telefonda, “bu dediğini yapamam, insana güvenimi kaybetmek yerine emeğimi kaybederim daha iyi.”
Gündüz, bir başka arkadaşa, daha doğrusu bir kardeşe Üsküdar’ın o herkeslerin vakit geçirdiği çay ocağında da söylemiştim benzer bir şey: “Yapınca elime geçeceğini umut ettiğim şey, yapmayınca elimde kalacak olandan daha değerli değil.”
Öyle anlattılardı. İnanmadıydım ben. “İnsan insanın yurdudur” diyen adamı Şam’da mı, Buhara’da mı, Paris’te mi ne görmüşler en son. Bir taze mezarın başında nebbaşlık yapıyormuş.
“Hayal ettiğim bütün masalarda mesele başkaydı her seferinde” demek ve eklemek istiyorum sanki: “Beni kimse anlamadı.”
Çocukça bir saflık yok mu bu “beni kimse anlamadı” lakırdısında? Var...