Bir otobüs terminali için şarkı
Oturmuş hesap yapıyorum ve ben muhasebeden anlamam.Anlasaydım gelir gider dengeleri üzerine kafa yorar, cari açığımı sıfırlamaya çabalardım. Oysa gelen gitti benden. Bazısının işi bitti. İşi bitince...
Oturmuş hesap yapıyorum ve ben muhasebeden anlamam.
Anlasaydım gelir gider dengeleri üzerine kafa yorar, cari açığımı sıfırlamaya çabalardım. Oysa gelen gitti benden. Bazısının işi bitti. İşi bitince gitti. Ben de her seferinde “insana yakışan bu mudur?” sorusunu sorarken yakaladım kendimi. İnsana neyin yakışıp neyin yakışmadığını merak etmeyi bırakacak kadar yaşlanmamış hissetmek için kendimi. Sanki insanı tanımıyormuşum gibi ya da. İnsanın, o kara gözlü zalimin neler edeceğini bilmiyormuşum gibi. Bazısını ben yolladım. Uzun ve çetrefil bir hikayenin sonuna geldiğimizi hissettiğimde “tamam” dedim, “buraya kadarmış, daha uzamasın.”
Uzadı bazısı. Sündü. Neredeyse tedavisi olmayan bir hastalığa dönüştüğü demler geldi. Vefa satanın vefasızlığını, ahlak satanın ahlaksızlığını, dostluk satanın acımasızlığını gördüm görmesine ama elim değmedi. Gereğinden fazla bir iyimserlikle düzelmesini...