Bir teklifim var
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı İsmail Kılıçarslan'ın bugünkü (04.10.2022)''Bir teklifim var'' başlıklı yazısı.
Sabitlenmiş bir tweetten başlayayım: “Yayınladığım yazılar ve tweetler benim şahsi görüşlerim değil, dinimizin bir buyruğudur. Müslümanım diyen her bireyi ilgilendirir, muhatabımız Allah’tır.”
Bu sabit tweetin yazarı İsmailağa cemaatinden bir hoca, adı da İsmail Hünerlice. İsmini epeydir bilirim. Hayatını Allah’ın dininin anlaşılmasına ve Allah’ın dinine hizmete adadığına şüphem yok. Gayretli, hizmetli bir şahsiyet.
Aslında bu yanıyla Türkiye’de “Allah’ın dinini korumalı, kollamalı, anlaşılmasına katkı sağlamalıyız” fikrinden hareket eden Ehli Sünnet müdafilerinden biri. Hatta diyebilirim ki “tipik bir örnek.”
Geçenlerde bilvesile tartıştığım Bedri Gencer’de fark ettiğim bir şey oldu. Neredeyse bütünüyle yanlış anladığı ve yanlış kurguladığı meseleleri öyle içten, öyle candan, öyle hakikatli savunuyor ki ister istemez “hatasına da saygı duymanız gereken” birine dönüşüyor zihninizde. Muhtemelen İsmail Hünerlice ile tanışsam onunla ilgili de böyle düşüneceğim.
Niye bu kadar uzun yaptım girizgahı? Şundan: “Ehli Sünnet’i savunup müdafaa etmek” fikrinden hareket eden hocalarla aramda yapısal ve/veya duygusal bir sorun yok. Sadece “olağanüstü yanlış yöntemler ve olağanüstü yanlış kurgularla hareket ettikleri alan”ın her bakımdan saçma olduğunu anlatma çabasındayım. Yoksa tanıştığım Bedri Gencer’i de severim, tanışsam büyük ihtimalle İsmail Hünerlice Hoca'yı da severim.
Dönelim yazının başındaki sabit tweete. “Yayınladığım yazılar ve tweetler benim şahsi görüşlerim değil, dinimizin bir buyruğudur” yazan birinden ne bekler insan? Her türlü “tartışmalı alan”dan uzakta, ayet ve hadis nakleden, üzerinde İslam ilim geleneğinin kesin olarak ittifak ettiği meseleleri alıntılayan bir performans bekler.
Fakat hayır. “Tartışmalı alan” olduğuna hiç şüphe olmayan hususları “samimiyetle” dinin birer buyruğu olarak aktaran biriyle karşı karşıya kalıyorsunuz hocanın performansında.
Örnek mi? Gümüş yüzük mesela. Şöyle yazmış hoca: “Erkeklerin, ihtiyaç varsa 4,25 gramdan az miktarda gümüş yüzük takmaları caizdir. İhtiyaçları yoksa takmamaları daha iyidir. Demirden, tunçtan yüzük takmak cehennemliklerin takıları olduğundan haramdır.”