Birikmiş bazı notlar
Yemen IHH’dan Serkan Nergis Yemen’de yürüttüğü insani yardım çalışmalarından döndüğü gün geçenlerde yazdığım Yemen yazısıyla ilgili bana ulaştı ve şöyle...
Yemen
IHH’dan Serkan Nergis Yemen’de yürüttüğü insani yardım çalışmalarından döndüğü gün geçenlerde yazdığım Yemen yazısıyla ilgili bana ulaştı ve şöyle dedi: “O kadar kriz bölgesine gittim. Bu kadar sıkıntının olduğu yer görmedim.”
Dünyada neredeyse gidilmedik kriz bölgesi bırakmamış Serkan Nergis bu cümleyi kuruyorsa rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: Yemen’de kötü değil, çok kötü değil, olağanüstü kötü bir kriz var.
Yemen için insani yardım faaliyetlerine hız vermek çok ama çok önemli ancak bundan da önemlisi Yemen’de yürüyen aptal vesayet savaşının durdurulmasına yönelik bir inisiyatif alabilmek. Nasıl ve ne şekilde olabilir bilmiyorum ama Yemen için barışa yönelik adımların son derece ciddi ve acil şekilde atılması gerekiyor. Aksi takdirde insanlığımızdan utandığımız bir acı ile yüzleşmek zorunda kalacağız.
Papağan
Bir papağanın boğazını sıkmasıyla gündeme gelen o akıl hastasını “daha da çılgın şeyler yapsın da izlenme oranımız artsın” diyerek gaza getiren saçma sapan televizyon düzenimizi sorgulayacak mıyız? Elbette hayır. Hatta bunu yapmak yerine bu tuhaf aptallık düzenini daha da sağlamlaştıracak yeni ekran formatları üretme yoluna gideceğiz. Sonra bir akıl hastası bu sefer bir hayvanı değil bir çocuğu, bir kadını, bir adamı öldürecek canlı yayında. Yetmeyecek “beni şu kadar insan izlerse canlı yayında intihar edeceğim” diyecek yeni akıl hastalarıyla karşılaşacağız. Bu tuhaf aptallık düzenini esaslı, kökten, en dipten kurutmazsak, aha da burada söylüyorum “başımıza taş yağacak” ve biz o yağan taşları da canlı yayında izleyeceğiz.