Bu neyin seçimi?
Öncelikle ilkelerde anlaşalım. Türkiye, epeyce olgunlaşmış, hatta bana sorarsanız bir miktar da çürümüş demokrasisi ile son derece normal, son derece sıradan bir seçime doğru ilerliyor. Türkiye’deki...
Öncelikle ilkelerde anlaşalım. Türkiye, epeyce olgunlaşmış, hatta bana sorarsanız bir miktar da çürümüş demokrasisi ile son derece normal, son derece sıradan bir seçime doğru ilerliyor. Türkiye’deki verili politik dilin her seçime “en önemli seçim” muamelesi yapması geleneği bu seçimde de kendisini sert şekilde hissettirse de durumda değişen bir şey yok. 14 Mayıs günü sandığa gidecek, tercihimizi sandığa yansıtacak ve hayatımıza devam edeceğiz.
Mesele tam da burada bir miktar çatallaşıp çetrefilleşiyor elbette. “Hayatımıza devam etme parantezi” baki ama “nasıl bir hayatımız olacak?” sorusu taş gibi orta yerde hepimiz için.
Tayyip Erdoğan muhaliflerinin yaratmaya çalıştığı atmosfer, “bu seçimi de Erdoğan kazanırsa bir hayatımız olmayacak” atmosferi. Neredeyse 10 seçimdir bu atmosferden medet umuyor muhalefet unsurları. Bütün seçimleri Tayyip Erdoğan kazanıyor, kimsenin hayatına bir şey olmuyor ve yine de muhalefet bu temel numarasından vazgeçmeye yanaşmıyor. Tuhaf bir alışkanlık doğrusu.
“Kimsenin hayatına bir şey olmuyor” dediğim yer şurası. Muhalefetin oluşturduğu tuhaf zihinsel düzlemin aksine Türkiye’de ekonomi rahatlarsa hepimiz aynı anda rahatlıyor...