Bu seçimi ben kaybettim

Ne şaka yapıyorum, ne ironiye vuruyorum, ne de eleştirel bir yazıya parlak bir giriş yapmanın derdindeyim. Bütünüyle hakikati ifade ediyorum kendi adıma. Bu seçimi ben kaybettim.

Zira İstanbul için doğru olduğunu düşündüğüm “seçim”in ne olduğunu yeteri kadar anlaşılır, yeteri kadar net, yeteri kadar etkili şekilde anlatamadım insanlara.

Yazdığım köşe yazıları, attığım tweetler, benden istenildiğinde verdiğim fikirler, insanları Binali Yıldırım’a oy vermelerine ikna etmek için yaptığım birebir görüşmeler demek ki yeterli olmadı.

Bu seçimi ben kaybettim. “Hayatımda gördüğüm en teflon siyasi kişilik” olan Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul için çok kötü bir seçim olduğunu; Binali Yıldırım’ın “İstanbul’un güzel geleceğinin garantisi” olduğunu daha ikna edici argümanlarla, daha berrak anlatılarla dile getirmem gerekiyordu. Daha çok insanı aramam gerekiyordu.

Ezcümle, inandığım “doğru”yu anlatma konusunda bir eksiklik, bir kusur buldum kendimde.

Halkın seçimini küçümsemek, hele hele halka, o muazzez topluluğa “nankör”, “ahmak” falan demek aklımın ucundan bile geçmedi. Bütün iddialarımdan vazgeçmek anlamına gelir bu benim açımdan. Eksiklik kendi özümdedir. Meselenin aslında ne olduğunu anlatamadıysam suç benimdir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar