Cephe genişlerken
Toprağı bol olsun, Hrant Dink’in en çok istediği şeylerden biri, Türkler ile Ermeniler arasındaki yıllara sari düşmanlığın ortadan kalktığını görmekti. Hem kamuya mal olmuş söylemlerinde hem de özel konuşmalarımızda altını çizdiği şey ise...
Toprağı bol olsun, Hrant Dink’in en çok istediği şeylerden biri, Türkler ile Ermeniler arasındaki yıllara sari düşmanlığın ortadan kalktığını görmekti. Hem kamuya mal olmuş söylemlerinde hem de özel konuşmalarımızda altını çizdiği şey ise “diaspora”nın, Ermenistan’a yarardan çok zarar verdiği yönündeydi.
Bu, burada bir dursun.
Bir günde 600’ü aşkın insanın öldürüldüğü Hocalı Katliamı, bir bakıma diasporanın “kapı iti” hüviyetinde olan Ermenistan’ın tam anlamıyla ayağına sıktığı bir katliamdı. Sarkisyan’ın o ifadesini hatırlarsınız: “Azeriler bizim sivil öldüremeyeceğimizi düşünüyordu, Hocalı’yı onun için yaptık.”
Bu korkunç itirafın arkasında haksız, hukuksuz şekilde toprak gaspı var elbette. Bugün Birleşmiş Milletler kararıyla da “işgal altında” kabul edilen Karabağ, Ermenistan’ın diasporaya ve dostlarına güvenerek fiili durum oluşturduğu bir işgal.