Cümle kafirlerin yeri ayağımızın altıdır
Gazze’de, her biri izzet ve şereften yapılı birer anıt olan Gazzeliler kazandı. Hepimiz de kaybettik. 467 gündür “Allah’ın yeryüzündeki aslanları” olarak İsrail ile cansiparane cenk eden, ölümün bizatihi kendisini de öldüren Hamas’ın mücahitleri kazandı. Hepimiz de kaybettik. Cundüleytam da denebilecek, annesi babası Siyonist köpekler tarafından şehit edilen çocukların ordusu bazen sıfır mesafeden bir tankı havaya uçurarak, bazen Kanas’la bir Siyonist askerin beynini dağıtarak, bazen paramotordan
Gazze’de, her biri izzet ve şereften yapılı birer anıt olan Gazzeliler kazandı. Hepimiz de kaybettik.
467 gündür “Allah’ın yeryüzündeki aslanları” olarak İsrail ile cansiparane cenk eden, ölümün bizatihi kendisini de öldüren Hamas’ın mücahitleri kazandı. Hepimiz de kaybettik.
Cundüleytam da denebilecek, annesi babası Siyonist köpekler tarafından şehit edilen çocukların ordusu bazen sıfır mesafeden bir tankı havaya uçurarak, bazen Kanas’la bir Siyonist askerin beynini dağıtarak, bazen paramotordan çıplak eliyle bomba atarak kazandı. Hepimiz de kaybettik.
Gazze’nin çocukları, anneleri, erkekleri, kadınları, doktorları, alimleri, mühendisleri bazen vurulup düşerek, bazen döne döne vuruşarak, bazen açlığa, bazen soğuğa dayanarak kazandı. Hepimiz de kaybettik.
İsrail’in, çaresiz bir köpek gibi imza edeceği bir ateşkes anlaşması söz konusu evet. Ama aynı İsrail, şu yazıyı yazdığım dakikalarda çaresizliğini kuduzluğa inkılab ettirip “ateşkesi tanımıyorum” da diyebilir. Sonuç değişmez. Vallahi de billahi de, Allah’a yeminler, kasemler olsun ki Gazze kazandı, hepimiz de kaybettik.
Dünyanın tek özgür kara parçasında yaşayan dünyanın tek özgür insan topluluğu durduğu yerden tek bir adım geri atmadan öyle bir kazanışla kazandı ki vallahi de billahi de, Allah’a yeminler, kasemler olsun ki bunun tek bir adı vardır. O da zaferdir.
Gazzeliler, sadece İsrail’i yenmekle kalmadı. Sakın ha. İsrail ateşkese uymayıp saldırmaya devam etse bile akıldan bir an olsun çıkarmayalım. Gazzeliler İsrail’i 7 Ekim’de zaten ve kesinlikle yenmişti. İsrail, bu yenilginin hazımsızlığıyla, kudurukluğuyla savaş değil soykırım yoluna başvurduğu an yenilmişti zaten. Sakın ha. Savaşı Hamas, daha ilk gün kazanmıştı. Soykırım tercihiyle İsrail daha ilk gün unutulmayacak bir mağlubiyetle mağlup olmuştu. Dolayısıyla Hamas ve Gazzelilerin yendiği “İsrail” değil sadece. Gazze, 467 gün “ancak Bedrin aslanları ile kıyaslanabilecek” bir inanç ve imanla soykırıma direnerek “cümle kafirlerin yeri ayağımızın altıdır” diyerek bilcümle küffarı yendi. Bu zafer, o zaferdir.
Bu öyle bir yeniş ki, bu öyle bir zafer ki “kafir münafığın soysuzluğu” ayna gibi ortaya çıkarken hangi dinden, hangi inanıştan olursa olsun “insan kardeşlerimizin” insanlığı da yağın suyun üzerine çıktığı gibi çıkıverdi ortaya.
467 günün sonunda İsrail’in maddi ya da manevi tek bir kazanımı yok ama dünyada milyarlarca nefret edeni var artık. Hiçbir Siyonist köpek dünyanın hiçbir yerinde “Gazze’den önceki gibi” rahat edemeyecek artık. Şehirleri Siyonist köpekler şebekesinin kamu sularına çökmesi nedeniyle cayır cayır yanıp geride 200 milyar dolar hasar bırakırken İsrail soykırımı sürdürsün diye bu Siyonist köpeklere milyarlarca dolar akıtan ABD’nin maddi ya da manevi tek bir kazanımı yok ama hangi dinden, hangi inanıştan olurlarsa olsunlar Amerikalı “insan kardeşlerimiz” hem İsrail’i hem de Amerika’daki Siyonist köpeği kurulu düzeni sorgulamaya başladılar artık. İspanya’dan Japonya’ya gözü olana gün ışıdı artık.
Reem yaptı bunu. Reem’in dedesi kazandı bu savaşı. Ebu Safiye kazandı. Ayşenur Ezgi Eygi başardı. “Berren ve bahren ve cevven” diye haykıran Ebu Ubeyde’nin zaferi bu. Şehit İsmail Heniye’nin zaferi bu. Elindeki sopayı Hz. Musa’nın asasına dönüşmesi umuduyla düşmana fırlatan deliler delisi şehit sultan Yahya Sinvar’ın zaferi bu.
Yahya Sinvar’ın elindeki sopanın Hz. Musa’nın asasına dönüşmediğini düşünen kafir olur, münafık olur. Dünyadaki bilcümle kötülüğü, bilcümle sihri, bilcümle kahpeliği yuttu Yahya’nın, “yaşayan”ın elindeki sopa.
Sakın ha. Sakın ola Gazze ehlinin, Hamas’ın bu mübarek zaferinden kendimize bir paye çıkarmaya çalışmayalım. Şöyle yazacak tarihçiler çünkü. Gazze ehli, bütün dünyayı karşısına alarak aslanlar gibi döne döne çarpışırken sinik, zavallı, korkak Müslümanlar da değil canlarından, değil mallarından, kahve markalarından bile vazgeçmediler. Gazze, onlara rağmen yendi bilcümle küffarı.
Şimdi bari soralım kendimize “ne yapabiliriz?” diye de -Rabbimizin karşısına zaten bu yüzle çıkamayız da- hiç olmazsa Gazzeli kardeşlerimizin o kutlu yüzlerine değil ama mübarek ayak uçlarına bari bakabilme gücünü bulmaya çalışalım kendimizde. Canımızla, malımızla, bedenimizle, boykotumuzla, duamızla, niyazımızla, nefesimizle, gömleğimizle-ceketimizle Gazze’nin yanında durmaya gayret edelim de hiç olmazsa “Gazzeli kardeşlerimiz bilcümle kafiri ayaklarının altında ezerken biz de onların kıtmıri idik” diyebilelim.
Bundan ibarettir diyeceklerim. Bülent Arınç’tan İlay Aksoy’a, Ali Bulaç’tan Kerim Balcı’ya, Fatih Altaylı’dan Ümit Özdağ’a kadar da “o toplam”a naynininaynay.