Derin yahut serin düşünce
Geçen hafta “Türkiye’nin Parazit’i nerede?” başlıklı bir yazı yazmıştım. Elbette kişisel yazarlık tarihimin en az okunan ve en az tepki alan yazısı oldu.
Niçin “elbette” diyorum? Şundan: Kesin cümlelerle, keskin tespitlerle, politik olarak karpuz gibi ortadan ikiye ayrıldığımız politik düzleme hizmet eden bir mantıkla yazmadığınız, konuşmadığınız zaman alıcınız düşüyor. Türkiye, uzun zamandır böyle bir ülke ne yazık ki.
Eh, bunu bir çeşit sızlanma olarak ele almak mümkün tabii. Hatta eli artırıp ‘bu dediğin böyle olurken hepimiz oradaydık’ da diyebilirsiniz. Doğru. Bu çölleşmeyi, bu parazit eksikliğini el birliği ile inşa ettik.
Peki, ama çözüm ne ve nerede?
Bu sorunun cevabı için şapkadan tavşan çıkartmamı bekliyorsanız yanılırsınız. İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana bu soruya tek bir cevap verilmiş çünkü. Elimizde bir tane tavşan var..