Erkek hakları: Hemen ve şimdi!
Dünyada yaratılmış herhangi bir tür arasında “eşitliğe dayalı bir ilişki” biçimine inanmam. Ne kadınla erkek arasında, ne ceylanla aslan arasında, ne fille zürafa arasında… Türler arası...
Dünyada yaratılmış herhangi bir tür arasında “eşitliğe dayalı bir ilişki” biçimine inanmam. Ne kadınla erkek arasında, ne ceylanla aslan arasında, ne fille zürafa arasında… Türler arası ilişkilerde iman ettiğim kavramlar “düzen” ve “adalet” kavramlarıdır. Aslanın ceylanı yemesi de adalet gereğidir; erkeğin kadına, kadının erkeğe şiddet uygulamaması da adalet gereğidir.
Şuna da inanırım: Toplumsal adaletin tesisi ancak dezavantajlı sosyokültürel gruplara yönelik hukuki ve/veya bilinç düzenlemeleriyle sağlanabilir. Ne demek bu? Engellilerin haklarını hukuki garanti altına almadan toplumsal adaletten söz edemeyiz, çocukların haklarını hukuki garanti altına almadan toplumsal adaletten söz edemeyiz.
Söz konusu kadın hakları olduğunda da durum benim açımdan aynıdır. Kadın hakları, çok çeşitli gerekçelerle hukuki garanti altına alınması gereken bir toplumsal adalet meselesidir.
Bir adım ileri gidip şu “bilinç” meselesini de açayım. Kadınların, çocukların, engellilerin ve genelde tüm dezavantajlı sosyokültürel insan öbeklerinin toplumsallığı için onlara pozitif ayrımcılık uygulanmasını da desteklerim. Kadına şiddet en sert şekilde cezalandırılmalı, engelli istihdamı bir “avantaj” meselesi olarak ele alınmalı, çocuk hakları birincil meselemiz olmalıdır.
Fakat adaletin de, toplumsal bilincin de tesisi için bütün bunlar yetmez. Adalet, aynı zamanda “dezavantajı olmayan sosyokültürel insan öbekleri” için de tahakkuk ettiğinde tecelli edebilir çünkü.
Ne demek istiyorum? Birkaç örnekle anlatayım. Hemen her boşanma davasında 12 yaş altı çocukların velayeti anneye veriliyor ve gerekçe aşağı yukarı şu kalıpla yazılıyor: “Bir çocuğun en az 12 yaşına kadar anne şefkati ve sevgisine ihtiyacı vardır. Mezkûr çocuk anne ilgi ve şefkatine yoğun olarak ihtiyaç duyacak yaşta olduğu için, alıştığı düzen ve ortam içinde bırakılması fiziksel ve ruhsal gelişimi açısından yerinde olacaktır.”