Geçtik beş artı biri, stereo bile değil artık
Leman dergisinin sokak köpekleri tartışmaları bağlamında yayımladığı “Patili Devrim” kapağı, uzun süredir üzerinde düşündüğüm bir konuyu dağınık da olsa yazma...
Leman dergisinin sokak köpekleri tartışmaları bağlamında yayımladığı “Patili Devrim” kapağı, uzun süredir üzerinde düşündüğüm bir konuyu dağınık da olsa yazma şansı verdi bana.
Uzun süredir meclislerde mahfillerde önemli bir konu olarak konuşulan “kaht-ı rical, adam yokluğu, insan kalitesinin yetersizliği” başlıkları bence bizatihi insanla değil, dünyanın ve Türkiye’nin atmosferiyle ilgili.
Basitçe örneklendirmek isterim şu kaht-ı rical işini. AK Partili yöneticilerle konuştuğumda duyduğum şey şu: “Adam yok adam. Müthiş bir insan kaynağı yetersizliği yaşıyoruz.” Her fraksiyondan ülkücülerle konuştuğumda duyduğum şey şu: “Yahu elimizde biraz daha nitelikli bir insan kaynağı olsa var ya…” Marksist arkadaşlarımla konuştuğumda duyduğum şey şu: “Yahu bu işler kimlere kaldı. Teori bilmez, pratik bilmez adamlar baş oldu.” İslamcı kardeşlerimle konuştuğumda duyduğum şey şu: “Abicim, meseleyi bilen adamımız kalmadı. Meseleyi bilen adamlarımız olsa 90’lardaki havayı bir yakalasak olacak aslında.”
Bütün bu samimi itirafların ortaklaştığı gerçek “insan yokluğu, irtifa kaybı, insani kalite yoksunluğu” başlıklarıyla izah edilebilir ama bu izah çok ama çok yanlış bir...