Genç gençler rahatsız!

Uluslararası Genç Derneği, çok güzel bir iş yaparak “İlham veren buluşmalar” adı altında bir çalışma başlatmış. İlk meselelerini de “Türkiye’de din dili gençlerde...

Uluslararası Genç Derneği, çok güzel bir iş yaparak “İlham veren buluşmalar” adı altında bir çalışma başlatmış. İlk meselelerini de “Türkiye’de din dili gençlerde nasıl karşılık buluyor?” olarak belirlemişler. 20 genç bir araya gelerek temel 5 soru sormuşlar, bu sorulara cevap aramışlar ve bu cevapları da bir rapora dönüştürmüşler.

Doğrusu bu ya, bugün bütün yazımı bu rapordan seçtiğim tespitlere bırakmak niyetindeyim.

Bir kez daha bu tespitleri gencecik dindar insanların yaptığını hatırlatayım. Bir hatırlatma da bu cümleler üzerinden bu gençleri yargılamaya girişecek bazılarına gelsin: Bu gençler, tabiri caizse Türkiye’deki dini hayatın tam ortasında, ana damarında, omurgasında yer alan gençler. Hadi anlaşılsın diye daha da net söyleyeyim: Sünni, geleneksel olanla arası iyi, tasavvuf-tarikat anlayışına sıcak, namazına-niyazına-ibadetine hassas olan gençler. Dolayısıyla her birini aynı zamanda birer “çığlık” olarak gördüğüm bu tespitleri okurken tam şunu akılda tutmak gerekir: “Türkiye’de din dili” denildiğinde dindarlığın ana omurgasında yer alan gençler için bile durum çığırından çıkmış görünüyor. Allah encamımızı hayreylesin.

Buyurun başlayalım:

“Güncel siyasi meseleler din kılıfına sokularak gençlerin gündemine sokuluyor. Ayrıca bu yapılırken kullanılan sözcüklerdeki dini motif yoğunluğu insanlara siyaseten alınan kararlara uymanın dini vecibe hissini vermesine yol açıyor. Bu karar ve politikalara karşı çıkanların günahkâr hatta şeytan olarak görülmesi gençler arasında uçurumlar oluştururken, siyasi konjonktüre uygun dini söylemler ve fikirler icat edilmesinin de önü açılıyor.”

“Batı 19. yüzyılda kendi geleneği ile yüzleşti ve geleneğin yerine moderniteyi oturttu. Bunu yaparken birçok geleneksel birikimini bir tarafa bıraktı. Özellikle dini bir tarafa itti. Ve Hristiyanlık bir çözülme yaşadı. Nietzsche “Tanrı öldü, biz onu kendi ellerimizle öldürdük, kendi hırslarımız yüzünden öldürdük” demiştir. Türkiye’de de popüler din dilinin kurbanı olarak Tanrı yavaş yavaş hayatımızdan uzaklaşıyor ve bunu O’nun sözcülüğünü yaptığını düşünen hocalar, dindarlar, yöneticiler vs. yapıyor. Türkiye’de de bu çözülmenin izleri gözüküyor. Bu sebeple Batı’da gerçekleşen din ve toplum tarihini iyi okumak bizim için faydalı olabilir.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar