Hasan’ın anlattığıdır

En ucuzundan demlenmiş, karbonatın çok yorduğu zifir gibi çaydan bir yudum daha aldı. Artık geçmek üzere olan sobaya biraz daha sokuldu. Bu yamru yumru tahta masalarla bacakları yıllara zor dayanan sandalyelerden mürekkep...

En ucuzundan demlenmiş, karbonatın çok yorduğu zifir gibi çaydan bir yudum daha aldı. Artık geçmek üzere olan sobaya biraz daha sokuldu. Bu yamru yumru tahta masalarla bacakları yıllara zor dayanan sandalyelerden mürekkep cılız ışıklı kahvede, çaylarla birlik vakti de yudumlayarak oturan köylülerin yüzlerine tek tek baktı. Bütün dikkatlerin kendisinde olduğundan emin olduktan sonra söylemesi gereken son cümleye sıra geldiğini belli edecek şekilde girdi lafa: “Vakit erişti ağalar. Gece çöktü. Gayrı Leyla’nın Mecnun’u seneler sonra ilk kez gördüğünde ona ne dediğini, neydip nişlediğini de yarın deyiveririz. Yatsıdan sonra yine buluşuruz madem.”

O düşündüğünde köyde kimsenin düşünmesine gerek kalmayan Hıdır Emmi, tütün yorgunu kalın sesiyle ünledi öteden: “Sen de şo kasabadaki televizyondakiler gibi tutmaya başladın işini be Hasan. En heyecanlı yerinde kesiverdin hikayeyi. Hele de bakalım ne demiş Leyla Mecnun’a?”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Çölleşmek değil yeşillenmek 15 Nisan 2025 | 346 Okunma Samimi bir sigara parası 13 Nisan 2025 | 451 Okunma Gazze için çaresizce 12 Nisan 2025 | 312 Okunma Eminem’in gelini Saraçhane’de doğurmuş 08 Nisan 2025 | 488 Okunma Kuçu kuçu hoşt hoşt 06 Nisan 2025 | 641 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu