Hicr’in develeri, Ebla’nın bebeleri

Tufan olmuş, sürüngenler, dört ayaklılar ve kanatlılar Nuh’un gemisinden dünyaya tekrar dağılmışlardı. Nuh peygambere iman edenler “yeryüzünü cennet bahçelerinden bir bahçe haline getirmek için” dünyanın dört bir yanına dağılmışlar, şehirler kurmuşlardı.

Vay hayıf ki insan unutkandır, nankördür. Hicr’i “cennet bahçelerinden bir bahçe yapmak” için kuran Müminler de zaman içerisinde unutmuş, nankörlük etmişlerdi. Semud kavminin evlatları Rabbi unutmuş, heves kuyusunun kör karanlığında mahsur kalmışlardı. Zenginler fakirleri eziyor, şehirde her türlü adaletsizlik dalga dalga yayılıyor, Rabbi bırakıp putlara tapanlar her türlü kötülüğü yapıyorlardı artık.

Salih peygamber geldi bu yönünü kaybetmiş, pusulasız kente. Ay yüzlü bir gençti. Kavminin en ahlaklı insanıydı. Adem’in ve Şit’in, İdris’in ve Nuh’un varisiydi Salih.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar