İran düşerse Türkiye düşer mi?
Kasım Süleymani isimli cani geberip gidince bir kez daha anladım bunu. İran, “etki ajanlığı” konusunda çok güçlü bir ülke. Hoş, bunda bizim kullanışlı aptalların da payı çok ya neyse.
Ulusalcılardan eski İrancılara, Kemalistlerden aslında Avrupa solcusu zannettiğimiz gazetecilere kadar herkes bizi İran konusunda belli tezlere ikna etmeye çalışıyor.
En favori tezlerinden başlayayım: “Amerika bölgede bir mezhep savaşı istiyor.
Bu savaşa odun taşımayalım.”
Çok güzel tez ve kesinlikle doğru… Fakat ince, incecik bir detay var arada. Mesele mezhepçilik olduğunda İran, dünyaya örnek gösterilebilecek bir performans sergiliyor. Mazlum mu, zalim mi olduğuna bir dakika bile bakmaksızın “kendi mezhebinden olanı”, üstelik başka mezhepten olanlara zulmetme pahasına koruyor. Suriye’de, Irak’ta, Bahreyn’de, Yemen’de, Lübnan’da sürekli şekilde mezhepçilik yapan ülkenin adıdır İran.