İslâm Düşünce Enstitüsü ve ihtilâf ahlâkı

Ankara merkezli olarak kurulan ve bünyesinde son derece heyecan verici işlere imza atılacağını düşündüğüm İslâm Düşünce Enstitüsü projesinin detaylarını dinlemek üzere Mehmet Görmez...

Ankara merkezli olarak kurulan ve bünyesinde son derece heyecan verici işlere imza atılacağını düşündüğüm İslâm Düşünce Enstitüsü projesinin detaylarını dinlemek üzere Mehmet Görmez Hoca’yla bir araya geldim birkaç gün önce.

Hoca, her zamanki vizyonuyla enstitünün öncelikli hedefinin çok önemli iki mesele ile ilgilenmek olduğunu ifade etti nedenleriyle birlikte. Bu meselelerden ilki usul, ikincisi ise makâsıd. Yani “dini ilimlerin ilim üretme yöntemi” ile “dinin gayesinin anlaşılması” meseleleri.

İslâm dünyasının geçmişte karşılaştığı tüm meydan okuma ve tehditleri usul konusunda yaptığı ataklarla karşıladığını anlatan hoca, bilhassa Tabiin ve Tebe-i Tabiin asırlarını, Endülüs tecrübesini, Moğol ve Haçlı saldırıları dönemini örnekledi. Cüveyni ve İmam Gazâlî’nin nasıl bir mevzi oluşturduğundan bahis açtı.

Usul, yani “dini ilimlerin üretilmesinde yöntem” meselesinin hayatiyetini tam merkeze çekecek bir çabayı niçin desteklememiz gerekiyor peki? Çünkü usulün asl’a mukaddem olduğunu öğretti bize bütün bir İslâm düşüncesi tecrübesi. Hatta eli artırarak konuşmak gerekirse usul olmadan asl’ın var olamayacağını söyledi.

Bugün içine sıkıştığımız sarmalda, hatta cenderede “usul bilmeden asl’a dair konuşan, hatta asl’ın yegâne sahibinin kendisi olduğunu düşünen” isimlerin payı büyük. “Bu sonuca hangi usulle ulaştınız?” sorusunun cevabı en iyi ihtimalle “bilmem kimin kitabında yazıyor”, genelde de “anlatsam anlayacak mısın?” yavanlığıyla karşılanıyor bu isimler tarafından.

Usul yoksa bütün olumsuz çağrışımlarını hesaba katarak söyleyelim, “eklektik bir asıl anlatısı” çıkıyor ortaya. Bir örnekte Âhâd Haber’le ‘asıl’ anlatısı kuran adam, diğer örnekte “Âhâd Haber’le amel edip etmemek ihtiyaridir” diyerek saçma sapan bir zihinsel çelişkiye düşüyor meselâ.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar