Kazasker Mustafa İzzet’in izinde

Burada asıl mesele şu: Memleketteki onca kargaşaya, onca savaşa, onca çekişmeye rağmen Mustafa İzzet ve benzerleri “en iyi eğitimi alarak en donanımlı insanlar haline gelsinler” diye devlet tarafından özel bir ilgiyle eğitiliyorlar.

Bu yazıyı sosyal medyadan “bugünkü yazım” diye duyurunca bazı tepkiler alacağım kesin gibidir. “Kıbrıs’ta bunlar bunlar olurken, Karabağ’da şunlar şunlar olurken sen oturup bir hattat hakkında yazıyorsun” bu tepkilerin en hafifi olacaktır üstelik.

Niye böyledir bu? Şundan: Gündelik politikanın yere batası verili dilinin dışında bir şeye ilgi duymak artık “ihanet” ile eşdeğer görülüyor memlekette. Doğrusu, bunu böyle kabul edenlere kızmak da gereksiz; zira Türkiye öyle kuşatıldı, öyle çok dertle boğuşması temin edildi ki “sert ve politik olan” dışında bir düzlemin “ne oluyoruz yahu?” diye karşılanması da bir bakıma normal.

Fakat kötü bir normal bu… Zira değişmeyen, değişmeyecek olan gündemleri yok ederek, pas geçerek alabileceğimiz mesafe ancak “fiziki cesamet mesafesi” olur ki fevkalade kısır bir mesafedir bu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar