Kitapları da okumuyormuş meğer

Dal gibi bir delikanlıydı bizim Mustafa. Uzunca sayılabilecek bir boyu, yakışıklı denilebilecek bir yüzü, genişçe omuzları vardı.“Bu dünyaya ipini sarkıtmaya değmez abi, bu dünya harman yeri” derdi...

Dal gibi bir delikanlıydı bizim Mustafa. Uzunca sayılabilecek bir boyu, yakışıklı denilebilecek bir yüzü, genişçe omuzları vardı.

“Bu dünyaya ipini sarkıtmaya değmez abi, bu dünya harman yeri” derdi sıklıkla. Dünya onun aklını çelememişti. Bana öyle gelirdi ki çelemezdi de. İlişemezdi ona çünkü. Bilirsiniz ya, dünya ona ilişenin aklını alır başından, gayrısına dokunamaz.

Çay ocaklarında, camii avlularında, parklarda, esnaf lokantalarında demini alan bir dostluğumuz vardı. Sussak niye sustuğumuzu bilirdik, konuşsak niye konuştuğumuzu.

Neydi bakalım bizim Mustafa’yı “bizim” yapan? Az konuşması mı, çok düşünmesi mi, ona ihtiyaç duyulan her anda insanın yanında bitivermesi mi? Belki bunların toplamı yahut belki de bambaşka bir şey. Ama bizimdi işte Mustafa.

Bizimdi deyişimin acıklı bir sebebi var aslında.

Mustafa, otelde çalışırdı. 24-24 esasıyla resepsiyon işi. Yani bir tam gün çalışıyor, ertesi gün boşa çıkıyordu. Aslında zannedildiği kadar zor işte değildi hani. Sabahtan azıcık yoğun, akşamına azıcık yoğun…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar