Korkut Ata soy soyladı
“Hışıl hışıl yel esse, bulut dolup yağmur yağsa,Çaylar taşsa, göller dolsa,Gölde yüzen tombul kazın,Günü doğar, günü doğar”Hani “evire çevire okuyorum, döne döne...
“Hışıl hışıl yel esse, bulut dolup yağmur yağsa,
Çaylar taşsa, göller dolsa,
Gölde yüzen tombul kazın,
Günü doğar, günü doğar”
Hani “evire çevire okuyorum, döne döne okuyorum, doya doya okuyorum, ayıla bayıla okuyorum” denir ya. Dede Korkut’un yeni ortaya çıkan Türkmensahra nüshası için diyorum ben bunları. Bir haftadır “dur şurada ne demişti, aman burada ne söylemişti” diyerek doyamadan okuyorum.
Bir kere şunu söylemek lazım: Dede Korkut yahut Korkut Ata anlatıları biz Türklerin “ne olduğuna” dair kocaman bir kaynaktır. “Ne olduğuna dair” evet! Hayata bakışımız, olayları algılama biçimimiz, din algımız, dünya görüşümüz, üzüntümüz, sevincimiz... Bu yanıyla Dede Korkut anlatıları bir çeşit “gen haritası”dır bizim için.