Mavzer

Öfkeliydi.Ne gece kalkıp kıldığı teheccüd, ne cemaatle eda ettiği sabah namazı dindirebilmişti öfkesini. Rahmetli anasının öğrettiği gibi önüne bir bardak su koymuş, 19 kez sekine duası okumuş...

Öfkeliydi.

Ne gece kalkıp kıldığı teheccüd, ne cemaatle eda ettiği sabah namazı dindirebilmişti öfkesini. Rahmetli anasının öğrettiği gibi önüne bir bardak su koymuş, 19 kez sekine duası okumuş, her sekinenin ardından suya doğru üflemiş, dua bitince suyu üç yudumda içmişti ama çare bulamamıştı öfkesine. Hanımı “sabah ekmeği hazır” diye kapının eşiğine dikildiğinde “sen ye, benim içim almıyor bugün” deyip savmıştı onu başından.

Boşa koydu dolmadı, doluya koydu almadı derken yekindi bağdaş kurduğu yerden. “Bu böyle olmaz, olmaz bu böyle” diye söylene söylene yüklük dolabını açtı. Yorganların, kadife kumaş toplarının, çarşafların ta en dibinden bulup çıkardı “emanet”i. Ağırlığını tartmak için şöyle bir yokladı. Omzuna koyup duvara doğru nişan aldı. Tetik düşürdü.

Bir müddet, bir erkek uzunca süredir el değdirmediği silahına kavuştuğunda ne yaparsa onları yaptı anlayacağınız. Sonunda fısıldadı kendi kendine: “Yağ olacaktı bir yerlerde.”

Hanımının şaşkın bakışları altında babadan kalma sekizli mavzeri bir iyice temizledi. Kundağından namlusuna, kayışından gezine kadar bir güzel aldı silahın yorgunluğunu üzerinden.

Hanımı “ne olacak şimdi bu, durup...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bunu da konuşmayalım bence 22 Nisan 2025 | 462 Okunma Bereketini göresiniz 20 Nisan 2025 | 295 Okunma Bak bi buraya bak 19 Nisan 2025 | 532 Okunma Çölleşmek değil yeşillenmek 15 Nisan 2025 | 351 Okunma Samimi bir sigara parası 13 Nisan 2025 | 456 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu