Orası neresi?

Orası neresi? Burası kesin ve keskin bir yalnızlıktan yapılma bakımsız, köhnemiş bir kulübe. Burada ikindiden sonra taraçaya konan şakrak kuşlar yok.

Burada yerini sevdiği için şımarıveren akşamsefaları yok. Burada hayatı kırk yıl birlikte yaşayıp şimdi de ölümü birlikte bekleyen sevimli bir ihtiyar çift yok. Uzamış sakallar, eprimiş gömlek dirsekleri, küflenmiş tabaklar, sararmış gözler var. Çaresizlik var burada. Hatırlamanın çaresizliği. Unutamamanın çaresizliği. Umut edememenin.

Orası neresi?

Burası kalpleri onarılmayacak kadar kırılmış insanların son durağı. Niçin bunca kırılmışlar anlamak zor. Üstelik hepsi birbirine benziyor. Yürüyüşlerindeki güvensizlikten tanıyoruz onları. Dalıp dalıp gitmelerinden biliyoruz. Gülmekle geçmiyor hüzünleri, ağlamakla bitmiyor. Bitimsiz bir maratonun finiş çizgisini asla göremeyecek, üstelik kazanmayı da asla istemeyen yarışçıları onlar. Koşmakla elde edebilecekleri bir şey olmadığını bile bile koşuyorlar. Muazzam bir ritimsizlikle, düzensiz öksürüklerle, düzenli ağrılarla koşuyorlar. Kalplerini kim kırdıysa ona doğru değil, kalplerini kim kırdıysa ondan kaçarak değil… Koşuyorlar işte öylece.

Orası neresi?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
O sınırın nerede olduğunu bulsak mı? 19 Kasım 2024 | 275 Okunma Bir kapı nereye açılır? 17 Kasım 2024 | 199 Okunma Benzersizlik anlatısı ya da senden sekiz buçuk milyar daha var 16 Kasım 2024 | 1.055 Okunma Bir teklif: Türkiye’nin küresi 12 Kasım 2024 | 271 Okunma Bir bavula ne yakışır en çok? 10 Kasım 2024 | 264 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar