Paypal’la seçim kazanmak
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı İsmail Kılıçarslan'ın bugünkü (15.10.2022)''Paypal’la seçim kazanmak'' başlıklı yazısı.
Önce bir hayal edelim. İstanbul’da, diyelim Kapalıçarşı civarında bir döviz bürosu açıyorum. Belediyeden ruhsat almadan, vergi dairesinden vergi levhasına gerek duymadan, bir döviz bürosunun gerektirdiği diğer resmi şart ve kuralları yerine getirmeden tezgâhı kuruyor ve döviz alıp satmaya başlıyorum. Hatta diyelim Nijerya’dan biri telefon açıyor ve bana birini yolluyor, ben de ona 100 bin dolar veriyorum o telefon sonucu. Bunun da uyuşturucu finansında kullanılan bir ödeme olduğunu şiddetle tahmin ediyorum ama “fark etmez, tezgâh işlesin de nasıl işlerse işlesin” diyorum.
Hayal ettiniz mi? Ben böyle bir dükkân, böyle bir tezgâh açsam beni hem Türkiye’de hem de dünyanın her ülkesinde kaç günde paketlerler? Bir haftada, on günde?
Bu, burada bir dursun.
Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretinde herkes farklı bir yere takıldı. 8 saat karayolu yolculuğu, angaje olmayan gazetecilerin Kılıçdaroğlu’ndan uzak tutulması vd. bir sürü şey yazıldı çizildi. “İcazet almaya gitti” diyen oldu, “destek peşinde” diyen oldu. “FETÖ ile temas etti” diyen oldu.
Doğrusu bu ya, Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretinde ben, bunların hemen hiçbiriyle ilgilenmedim. Tabii ki icazet de arar, destek de kovalar, bilmem ne de yapar. Seçim başarısı için bütün tuşlara basan ergenler gibi davranıyor zira Kılıçdaroğlu.
Fakat Kılıçdaroğlu’nun ABD’de öyle bir teması ve bu temasın ardından öyle bir tweeti vardı ki samimiyetle söyleyebilirim ki bir bakımdan çok üzüldüm, bir bakımdan da felaket öfkelendim. Üzüldüğüm şey şu oldu. Ülkenin ana muhalefet liderinin etrafında ona “aman efendim, bu yaptığınız şey çok berbat bir şey” diyen, diyebilen bir Allah’ın kulu yok demek ki. Öfkelendiğim şey ise şu oldu: Bir ülkenin ana muhalefet lideri bu denli aymaz, hatta ucu ülkeye ihanete dayanabilecek bir hata yapabilir mi?