Sana bir tatlı ısmarlayayım mı?
“Hangi kapıdan girsem diğerinin ardında ne olduğunu merak edeceğim abi. O yüzden reddettim hepsini. Bir kapıyı seçmeyi reddettim.”Sesindeki belirgin özgüvene ve omuzlarını dikleştirmesine bakılırsa...
“Hangi kapıdan girsem diğerinin ardında ne olduğunu merak edeceğim abi. O yüzden reddettim hepsini. Bir kapıyı seçmeyi reddettim.”
Sesindeki belirgin özgüvene ve omuzlarını dikleştirmesine bakılırsa genç adam, oldukça havalı, dahası oldukça önemli bulduğu bir cümle kurduğunu düşünüyordu. Seçmemenin seçimlerin en kötüsü olduğunu anlatmanın bir yolunu bulamadım. O yaşta birine, hayatın hiç de öyle bir şey olmadığını, bir kapıdan girmek zorunluluğunun aynı zamanda diğer kapıları da reddetmek anlamına gelmesinin pekâlâ çok sağlıklı bir şey olabileceğini nasıl anlatırsınız ki?
Belki şöyle diyerek: “Babana kızma evlat. Babalar, girdikleri kapının en iyi kapı olduğunu düşünen varlıklardır. Babalık mesleği en nihayet böyledir ve bu kadardır.”
Bundan da vazgeçtim. O uzun ve bitmeyecek gibi gelen gençlik...