Shanti Bhadra’nın tuhaf yolculuğu
Adı sonradan geniş kitleler tarafından Osho olarak bilinecek Bhagwan Shree Rajneesh, kelimenin gerçek anlamıyla bir dolandırıcı idi. “Doğu'nun bilgeliği ile Batı'nın materyalizmini yok edip yeni insanı meydana...
Adı sonradan geniş kitleler tarafından Osho olarak bilinecek Bhagwan Shree Rajneesh, kelimenin gerçek anlamıyla bir dolandırıcı idi. “Doğu'nun bilgeliği ile Batı'nın materyalizmini yok edip yeni insanı meydana getireceğiz” diyen Hindistanlı bu çakma peygamberin 100’e yakın Rolls Royce’u, değeri milyonlarca dolar eden mücevher ve saatleri ile bir dediğini iki etmeyen binlerce müridi vardı.
Öğretisini 1960’lı yıllarda yaymaya başlayan bu sahtekâr, Hindistan hükümetinin kendisine operasyon yapacağını anlayınca soluğu Amerika’nın Oregon’unda alacaktı.
Tuhaf meditasyon tekniklerini psikanalizle, özgür seksi uyuşturucuyla harmanlayan ve böylelikle müritlerine sahte bir cennet ile muazzam bir güvenlik hissi sağlayan Osho’nun bütün yalancı peygamberler gibi tek hesabı kendisiyle olandı.
Oregon’da bir komün şehri kuran Osho’nun en büyük yardımcısı ise sekreteri Sheela idi. Hırslı, yırtıcı, kurnaz ve âşık. Bir dolandırıcının bir yardımcıdan bekleyebileceği bütün özellikler Sheela’da mevcuttu. Komünün ve aslında kendisinin geleceği için insanları zehirlemekten, savcılık ofisi yakmaktan, karşısına çıkan herkesi yok etmekten hiç çekinmiyordu.
Jane Stork, daha doğrusu Osho’nun kendisine verdiği isimle Shanti Badra ise hayatın onu sıkıştırdığı köşeden kurtulup “aydınlanmak” isteyen bir genç kızdı.
Aradığı aydınlığı Osho’da bulmuştu Shanti Badra. Osho’yu takip ederse hem hiçbir dünyevi hazdan vazgeçmeyecek hem de ruhsal olarak aydınlanacaktı. Aslında bu sadece Osho’nun değil, neredeyse bütün bir 68 kuşağının dünyaya önerdiği temel hikâyeydi: Kendinden, zevklerinden, hazlarından hiç taviz vermeden kendine doğru yolculuk et. Ne aptallık ama!