Sosyal çürüme yazıları 8: Sıkıntı yok cumhuriyeti
Türkiye, güçlü ile dirençlinin, önemli ile değerlinin tefrikini bir türlü yapamayan insanların yurdudur da bir bakıma. Güçlü ile dirençlinin, önemli ile değerlinin arasındaki farkları başka...
Türkiye, güçlü ile dirençlinin, önemli ile değerlinin tefrikini bir türlü yapamayan insanların yurdudur da bir bakıma. Güçlü ile dirençlinin, önemli ile değerlinin arasındaki farkları başka yazı(lar)da uzun uzun konuşuruz ama “sıkıntı yok başkanım cumhuri-yeti”nin insanları bağlamında söylemeliyim ki bu cumhuriyetin zalım vatandaşları için geçer akçe sadece direnç ve önemdir.
Bildiniz. Türk bürokrasinin aziz müntesiplerinden bahsediyorum. Temel yaklaşımında asla iş üretmek ve çözmek olmayan, kendini oturduğu koltuk oranında önemli hisseden, aslında değersizlik hissiyle yanıp kavrulan, kendini güçlü zanneden ama elinde dirençten başka hiçbir varlığı olmayan o adamdan: Türk tipi bürokrattan.
Ve evet, itirazlara kapalıyım. Çünkü istisnaların ancak kaideyi güçlendireceğine dair bir inanca sahibim. İyi yetişmiş, işini iyi yapan, değerli ve güçlü bürokratlar elbette ve iyi ki varlar.
“Sıkıntı yok cumhuriyeti”nin aziz vatandaşlarının altın cümlesi uzun süredir “sıkıntı yok” cümlesi. Altında olunan tüm üstlere kurulabilen bu cümle aslında her şeyin baştan aşağı sıkıntı olduğu bir düzeneğin içinde yaşanıldığını da işaret ediyor.
Gördüğüm kadarıyla Türk...