Toplumsal sözleşme değil, emanet akdi
Cumartesi sabahına, Ali Ekrem Çınar’ın mesajıyla başladım. “Utanmaktan utanmamak” yazımla ilgili olarak “biliyor musunuz, Faslı düşünce adamı Taha Abdurrahman, son üç kitabını haya ve...
Cumartesi sabahına, Ali Ekrem Çınar’ın mesajıyla başladım. “Utanmaktan utanmamak” yazımla ilgili olarak “biliyor musunuz, Faslı düşünce adamı Taha Abdurrahman, son üç kitabını haya ve utanma bahsi ile ilgili olarak kaleme aldı” diyerek, Abdurrahman’ın yakınlarda Türkçede de yayımlanacak “Haya Dini” adlı kitabının çevirisini paylaştı benimle. Bu üç kitap da Mehmet Görmez hocanın riyasetinde çevriliyormuş halihazırda.
Gelelim “Haya Dini” kitabının “toplumsal sözleşme yerine emanet sözleşmesi” başlığını taşıyan genel giriş bölümündeki bence çok önemli tespitlere.
İşte size bir paragraf: “Çağdaş insan kimdir, sorusuna uzun süredir, hep şu cevap veriliyor: Çağdaş insan şüphe yok ki batılı insandır. Başka kim olabilir ki? Çağdaş medeniyetin, hatta çağın kendisinin yaratıcısı o değil mi? Gerekçesi doğru olan bu cevabın iddiası doğru değildir. Çağdaş medeniyeti, hatta bir bakıma çağın kendisini batılı insanın oluşturduğu doğrudur ancak ‘çağdaş insanın varlığı’nı tek başına temsil etmekten çok uzak bir görünümdedir. Durum buyken denebilir ki ‘çağdaş insan’ denildiğinde akla belirli bir kişi ya da birey değil doğrudan ‘zihinsel’ ve ‘soyut olmayan bir davranış modeli’...