Vicdanla mı ilgili, haysiyetle mi?
“Hastane bombalamak, ambülans bombalamak, çocuk bombalamak... Siyonist terörün son üç haftadaki bu eylemleri, kayıtsız kalan herkesi kendisi gibi haysiyetsiz kılıyor. Bu, şahit olan herkes için aslında kendi haysiyetine...
“Hastane bombalamak, ambülans bombalamak, çocuk bombalamak... Siyonist terörün son üç haftadaki bu eylemleri, kayıtsız kalan herkesi kendisi gibi haysiyetsiz kılıyor. Bu, şahit olan herkes için aslında kendi haysiyetine dair bir savaş.
Haysiyetini kaybetmek için insanın hakikati bilerek çarpıtması gerekiyor. Gazze’yle ilgili hakikatleri önce kendisine, sonra başkasına yönelik olarak çarpıtan birinin hakikatle ve haysiyetle bir alakası kalmamıştır. Güven veremez, güven duyamaz, saygıyı hak etmez.
İşini, çıkarını kaybetmekten çok mu korkuyorsun, Gazze’ye şahit olmamaya çok mu mecbur hissediyorsun? Olabilir, bak bu gerçekten olabilir. O halde bari yalanı çoğaltma, zalimlere şirin görünme ki hakikatle bir bağın kalsın, haysiyetin kalsın.”
Yukarıdaki satırlar şair ve sosyolog Elyesa Koytak’a ait. Elyesa da bütün “Türk şairleri” gibi tarihin ne tarafında durması gerektiğini “zaten bilen” biri. “Türkiyeli şairler” var bir de biliyorsunuz. Gizliden gizliye İsrail kazansın diye duaya çöküyorlar.
Yeri gelmişken söyleyeyim. Adına “Türk” dediğimiz ve bin çeşit milletten oluşan o eşsiz kimyanın insanları, en çok “tarihin hangi tarafında duracaklarını doğru...