Yanılgı
Bilhassa konferanslarda sıklıkla karşılaştığım bir soru kalıbı vardır: “Peki bilmem ne için ne yapmamız lazım?” O “bilmem ne” lâfzını dilediğiniz gibi doldurun.
“Peki medeniyet üretmemiz için ne yapmamız lazım?” “Peki gençlik yetiştirmemiz için ne yapmamız lazım?” “Peki eğitim meselesini halletmek için ne yapmamız lazım?”
Bu romantik ve idealist soru biçiminde çok temel bir yanılgı olduğunu düşünürüm öteden beri. Çünkü bu soru biçimi, soranın kendisini dışarıya aldığı, meselenin üzerine çıkardığı ve aslında asla cevabı olmayan bir soru biçimidir.
Bu, burada bir dursun.
Osmanlı, Bursa’yı ilk fethettiğinde şehre yapılan ilk yapılarda dere taşı kullanılıyor. Kente en yakın derelerin kenarlarından yahut içinden elde edilen taşlarla ilerliyor mimari. Osmanlı Devleti yolun başındadır.
1399 yılında, yani şehrin fethedilmesinin üzerinden yaklaşık altmış yıl geçtikten sonra inşa edilen Ulu Cami’de ise blok kesme taşlar kullanıldığını görüyoruz. Uzak-yakın taş ocaklarından getirilen, nizami şekilde kesilen blok taşlar. Eh zaten Osmanlı Devleti de giderek yükselmekte, güçlenmektedir.